Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "sell" into Turkish language

Türk diline "satmak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Sell

[Satmak]
/sɛl/

noun

1. The activity of persuading someone to buy

  • "It was a hard sell"
    synonym:
  • sell

1. Birini satın almaya ikna etme etkinliği

  • "Zor bir satıştı"
    eşanlamlı:
  • satmak

verb

1. Exchange or deliver for money or its equivalent

  • "He sold his house in january"
  • "She sells her body to survive and support her drug habit"
    synonym:
  • sell

1. Para veya eşdeğeri için takas edin veya teslim edin

  • "Ocak ayında evini sattı"
  • "Hayatta kalmak ve uyuşturucu alışkanlığını desteklemek için vücudunu satıyor"
    eşanlamlı:
  • satmak

2. Be sold at a certain price or in a certain way

  • "These books sell like hot cakes"
    synonym:
  • sell

2. Belirli bir fiyattan veya belirli bir şekilde satılır

  • "Bu kitaplar peynir ekmek gibi satılıyor"
    eşanlamlı:
  • satmak

3. Persuade somebody to accept something

  • "The french try to sell us their image as great lovers"
    synonym:
  • sell

3. Birini bir şeyi kabul etmeye ikna et

  • "Fransızlar imajlarını bize büyük aşıklar olarak satmaya çalışıyorlar"
    eşanlamlı:
  • satmak

4. Do business

  • Offer for sale as for one's livelihood
  • "She deals in gold"
  • "The brothers sell shoes"
    synonym:
  • deal
  • ,
  • sell
  • ,
  • trade

4. Ticaret yapmak

  • Birinin geçim kaynağı olarak satışa teklif
  • "Altınla ilgileniyor"
  • "Kardeşler ayakkabı satar"
    eşanlamlı:
  • anlaşma
  • ,
  • satmak
  • ,
  • ticaret

5. Give up for a price or reward

  • "She sold her principles for a successful career"
    synonym:
  • sell

5. Bir fiyat veya ödül için vazgeçin

  • "Başarılı bir kariyer için ilkelerini sattı"
    eşanlamlı:
  • satmak

6. Be approved of or gain acceptance

  • "The new idea sold well in certain circles"
    synonym:
  • sell

6. Onaylanmak veya kabul edilmek

  • "Yeni fikir bazı çevrelerde iyi sattı"
    eşanlamlı:
  • satmak

7. Be responsible for the sale of

  • "All her publicity sold the products"
    synonym:
  • sell

7. Satışından sorumlu olmak

  • "Tüm tanıtımları ürünleri sattı"
    eşanlamlı:
  • satmak

8. Deliver to an enemy by treachery

  • "Judas sold jesus"
  • "The spy betrayed his country"
    synonym:
  • betray
  • ,
  • sell

8. Hainlikle düşmana teslim etmek

  • "Judas i̇sa'yı sattı"
  • "Spy ülkesine ihanet etti"
    eşanlamlı:
  • hıyanet etmek
  • ,
  • satmak

Examples of using

Tom persuaded Mary to sell her motorcycle.
Tom Mary'yi motorsikletini satması için ikna etti.
Tom has three extra tickets he wants to sell.
Tom'un satmak istediği üç ekstra bileti var.
Tom didn't want to sell his car, but he had no choice.
Tom arabasını satmak istemiyordu ama başka seçeneği yoktu.