Ye shall seek me, and shall not find me; and where I am, thither ye cannot come.
Beni arayacaksın ve bulamayacaksın; ve benim olduğum yere sen gelemezsin.
Do you want to play hide and seek?
Saklambaç oynamak ister misin?
Do you want to play hide and seek?
Saklambaç oynamak ister misin?
He would seek re-election.
Yeniden seçilmek isteyecekti.
Everyone has the right to freedom of opinion and expression; this right includes freedom to hold opinions without interference and to seek, receive and impart information and ideas through any media and regardless of frontiers.
Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı vardır; bu hak, müdahale olmaksızın fikir sahibi olma ve sınırlara bakılmaksızın her türlü medya aracılığıyla bilgi ve fikir arama, alma ve yayma özgürlüğünü içerir.
The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
Yararlı olan tek bilgi, bize iyiyi nasıl arayacağımızı ve kötüden nasıl kaçınacağımızı öğreten bilgidir.
People seek escape from the heat of the town.
İnsanlar kasabanın sıcağından kaçmak istiyor.
We seek happiness.
Mutluluğu ararız.
Everybody has the right to seek happiness.
Herkesin mutluluğu aramaya hakkı vardır.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.