Tom peeked into the box to see what was in it.
Tom içinde ne olduğunu görmek için kutuya baktı.
Tom opened the medicine cabinet to see what was there.
Tom orada ne olduğunu görmek için ecza dolabını açtı.
Tom held up the bottle to see how much wine was left.
Tom ne kadar şarap kaldığını görmek için şişeyi kaldırdı.
Tom dug through the ashes to see what he could find.
Tom ne bulabileceğini görmek için külleri kazdı.
Tom doesn't like to see people fighting.
Tom insanların kavga ettiğini görmekten hoşlanmaz.
Tom didn't want Mary to see John anymore.
Tom Mary'nin artık John'u görmesini istemiyordu.
Tom didn't see the accident.
Tom kazayı görmedi.
Tom didn't see anyone in the library.
Tom kütüphanede kimseyi görmedi.
Tom didn't see anyone else in the park.
Tom parkta başka kimseyi görmedi.
Tom didn't actually see what happened.
Tom aslında ne olduğunu görmedi.
Tom didn't actually see the accident.
Tom aslında kazayı görmedi.
Tom clicked on the thumbnail so he could see a larger version of the same image.
Tom aynı resmin daha büyük bir versiyonunu görebilmek için küçük resme tıkladı.
Tom can see very well without his glasses.
Tom gözlükleri olmadan çok iyi görebilir.
Tom came to see you yesterday.
Tom dün seni görmeye geldi.
Tom came to see me.
Tom beni görmeye geldi.
Tom came to see me yesterday afternoon.
Tom dün öğleden sonra beni görmeye geldi.
Tom and Mary won't be able see each other for a while.
Tom ve Mary bir süre birbirlerini göremeyecekler.
Tom and Mary probably won't see each other for a while.
Tom ve Mary muhtemelen bir süre birbirlerini görmeyecekler.
Tom and Mary don't seem to be happy to see each other.
Tom ve Mary birbirlerini gördükleri için mutlu görünmüyorlar.
Tom and Mary don't see each other very often.
Tom ve Mary birbirlerini çok sık görmüyorlar.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.