Translation meaning & definition of the word "seated" into Turkish language

adjective

1. (of persons) having the torso erect and legs bent with the body supported on the buttocks

• "The seated madonna"

• "The audience remained seated"

synonym:
• seated
,
• sitting

1. (kişilerin) gövde dik ve bacakları kalça üzerinde desteklenen vücut ile bükülmüş olması

• "Oturulmuş madonna"

• "Seyirciler oturmuş"

eşanlamlı:
• oturmuş
,
• oturan

Examples of using

Tom motioned them to be seated.

Tom oturmaları için onlara işaret etti.

Tom and Mary were seated beside each other.

Tom ve Mary birbirlerinin yanında oturmuşlardı.

The children gathered around where Tom was seated and watched him play his guitar.

Çocuklar Tom'un oturduğu yerde toplandılar ve onun gitar çalmasını izlediler.

Everyone remained seated.

Herkes oturmuş kaldı.

Tom, Mary, John and Alice were seated around the table.

Tom, Mary John ve Alice masanın etrafına oturtuldular.

Tom was seated in the driver's seat of the car.

Tom arabanın sürücü koltuğunda oturuyordu.

Tom remained seated.

Tom oturmaya devam etti.

I prefer to remain seated.

Oturmayı tercih ederim.

Tom stayed seated.

Tom oturmaya devam etti.

Tom stayed seated.

Tom oturmuş kaldı.

Tom seated himself.

Tom oturdu.

Tom remained seated.

Tom oturmuş kaldı.

Tom is seated.

Tom oturmuş.

Remain seated please.

Oturmuş olarak kalın lütfen.

Remain seated!

Oturduğun yerden kalkma!

Remain seated!

Oturmuş olarak kal!

Remain seated please.

Oturun, lütfen.

Would you like to be seated?

Oturmak ister misiniz?

Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.

Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.

Please be seated.

Lütfen oturun.