Translation meaning & definition of the word "sea" into Turkish language

noun

1. A division of an ocean or a large body of salt water partially enclosed by land

synonym:
• sea

1. Bir okyanusun bölünmesi veya kısmen karayla çevrili büyük bir tuzlu su kütlesi

eşanlamlı:
• deniz

2. Anything apparently limitless in quantity or volume

synonym:
• ocean
,
• sea

2. Miktar veya hacim olarak sınırsız görünen herhangi bir şey

eşanlamlı:
• okyanus
,
• deniz

3. Turbulent water with swells of considerable size

• "Heavy seas"

synonym:
• sea

3. Önemli büyüklükte şişen türbülanslı su

• "Ağır denizler"

eşanlamlı:
• deniz

Examples of using

Tom stared out at the sea.

Tom denizde dışarıya baktı.

The sea is blue.

Deniz mavidir.

He arrived by sea but left by air.

Deniz yoluyla geldi ama havayoluyla gitti.

The sea is calm.

Deniz sakin.

There are a lot of fish in the sea.

Denizde bir sürü balık var.

You must pay attention when swimming in the sea.

Denizde yüzerken dikkat etmelisin.

After the wind has stopped, let's sail the boat off to the open sea.

Rüzgar durduktan sonra, tekneyle açık denize yelken açalım.

They took enough provisions for three years at sea.

Denizde geçirecekleri üç yıl için yeteri kadar erzak aldılar.

Aren’t they on the sea during the night?

Geceleyin denizde değiller miydi?

The sea is rough.

Deniz haşindir.

The navy was ordered to go to sea.

Donanmanın denize gitmesi emredildi.

The Allies were winning at sea.

Müttefikler denizde kazanıyorlardı.

Last year, he was at sea for three months.

Geçen yıl üç ay boyunca denizdeydi.

Her house is near the sea.

Evi denize yakın.