Translation meaning & definition of the word "scrub" into Turkish language
Türk diline "çalı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Scrub
[Fırçalamak]/skrəb/
noun
1. Dense vegetation consisting of stunted trees or bushes
- synonym:
- scrub ,
- chaparral ,
- bush
1. Bodur ağaçlar veya çalılardan oluşan yoğun bitki örtüsü
- eşanlamlı:
- fırçalamak ,
- papaz ,
- çalı
2. The act of cleaning a surface by rubbing it with a brush and soap and water
- synonym:
- scrub ,
- scrubbing ,
- scouring
2. Bir yüzeyi bir fırça, sabun ve suyla ovalayarak temizleme eylemi
- eşanlamlı:
- fırçalamak ,
- fırçalama ,
- arama
verb
1. Clean with hard rubbing
- "She scrubbed his back"
- synonym:
- scrub ,
- scour
1. Sert sürtünme ile temizleyin
- "Sırtını ovuşturdu"
- eşanlamlı:
- fırçalamak
2. Wash thoroughly
- "Surgeons must scrub prior to an operation"
- synonym:
- scrub ,
- scrub up
2. Iyice yıkayın
- "Cerrahlar ameliyattan önce fırçalamalıdır"
- eşanlamlı:
- fırçalamak ,
- ovalamak
3. Postpone indefinitely or annul something that was scheduled
- "Call off the engagement"
- "Cancel the dinner party"
- "We had to scrub our vacation plans"
- "Scratch that meeting--the chair is ill"
- synonym:
- cancel ,
- call off ,
- scratch ,
- scrub
3. Süresiz olarak erteleyin veya planlanan bir şeyi iptal edin
- "Anglaşmayı iptal et"
- "Akşam yemeği partisini iptal et"
- "Tatil planlarımızı silmek zorunda kaldık"
- "O toplantı çizik-sandalye hasta"
- eşanlamlı:
- iptal ,
- iptal etmek ,
- kaşınmak ,
- fırçalamak
adjective
1. (of domestic animals) not selectively bred
- synonym:
- scrub
1. (ev hayvanlarının) seçici olarak yetiştirilmemiştir
- eşanlamlı:
- fırçalamak
Examples of using
Tom asked Mary to scrub the toilet.
Tom Mary'den tuvaleti fırçalamasını rica etti.