Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "screaming" into Turkish language

Türk diline "çığlık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Screaming

[Bağıran]
/skrimɪŋ/

noun

1. Sharp piercing cry

  • "Her screaming attracted the neighbors"
    synonym:
  • scream
  • ,
  • screaming
  • ,
  • shriek
  • ,
  • shrieking
  • ,
  • screech
  • ,
  • screeching

1. Keskin delici ağlama

  • "Çığlıkları komşuları çekti"
    eşanlamlı:
  • çığlık
  • ,
  • çığlık atmak
  • ,
  • cırtlak

2. A high-pitched noise resembling a human cry

  • "He ducked at the screechings of shells"
  • "He heard the scream of the brakes"
    synonym:
  • screech
  • ,
  • screeching
  • ,
  • shriek
  • ,
  • shrieking
  • ,
  • scream
  • ,
  • screaming

2. İnsan ağlamasına benzeyen yüksek ses

  • "Kabukların çığlıklarına daldı"
  • "Frenlerin çığlığını duydu"
    eşanlamlı:
  • çığlık atmak
  • ,
  • cırtlak
  • ,
  • çığlık

adjective

1. So extremely intense as to evoke screams

  • "In screaming agony"
  • "A screaming rage"
    synonym:
  • screaming(a)

1. Çığlıkları uyandıracak kadar yoğun

  • "Ağır çığlık acı" içinde"
  • "Bir çığlık öfkesi"
    eşanlamlı:
  • çığlık(a)

2. Resembling a scream in effect

  • "Screaming headlines"
  • "Screaming colors and designs"
    synonym:
  • screaming(a)

2. Aslında bir çığlığı andırıyor

  • "Çığlık manşetleri"
  • "Çığlık atan renkler ve tasarımlar"
    eşanlamlı:
  • çığlık(a)

3. Marked by or causing boisterous merriment or convulsive laughter

  • "Hilarious broad comedy"
  • "A screaming farce"
  • "Uproarious stories"
    synonym:
  • hilarious
  • ,
  • screaming(a)
  • ,
  • uproarious

3. Şiddetli neşe veya konvülsif kahkahaya neden olan veya bunlarla işaretlenmiş

  • "Canlı geniş komedi"
  • "Ağıran bir saçmalık"
  • "Korkunç hikayeler"
    eşanlamlı:
  • neşeli
  • ,
  • çığlık(a)
  • ,
  • gürültülü

Examples of using

Tom began screaming in pain.
Tom acı içinde bağırmaya başladı.
Tom and Mary were screaming at each other.
Tom ve Mary birbirlerine bağırıyorlardı.
Tom and Mary were screaming at each other in French.
Tom ve Mary birbirlerine Fransızca bağırıyorlardı.