Translation meaning & definition of the word "scoop" into Turkish language
Türk diline "kıvrım" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Scoop
[Kepçe]/skup/
noun
1. The quantity a scoop will hold
- synonym:
- scoop ,
- scoopful
1. Bir kepçenin tutacağı miktar
- eşanlamlı:
- kepçe ,
- kepekli
2. A hollow concave shape made by removing something
- synonym:
- scoop ,
2. Bir şeyi çıkararak yapılan içi boş içbükey bir şekil
- eşanlamlı:
- kepçe ,
- cep
3. A news report that is reported first by one news organization
- "He got a scoop on the bribery of city officials"
- synonym:
- exclusive ,
- scoop
3. Önce bir haber kuruluşu tarafından bildirilen bir haber raporu
- "Şehir yetkililerinin rüşvet almasıyla ilgili bir kepçe aldı"
- eşanlamlı:
- özel ,
- kepçe
4. Street names for gamma hydroxybutyrate
- synonym:
- soap ,
- scoop ,
- max ,
- liquid ecstasy ,
- grievous bodily harm ,
- goop ,
- Georgia home boy ,
- easy lay
4. Gama hidroksibutirat için sokak isimleri
- eşanlamlı:
- sabun ,
- kepçe ,
- maximum ,
- sıvı ecstasy ,
- ağır bedensel zarar ,
- gop ,
- Georgia ev çocuk ,
- kolay yatma
5. The shovel or bucket of a dredge or backhoe
- synonym:
- scoop ,
- scoop shovel
5. Bir tarak veya kazığın küreği veya kovası
- eşanlamlı:
- kepçe ,
- kepçe küreği
6. A large ladle
- "He used a scoop to serve the ice cream"
- synonym:
- scoop
6. Büyük bir kepçe
- "Dondurmayı servis etmek için kepçe kullandı"
- eşanlamlı:
- kepçe
verb
1. Take out or up with or as if with a scoop
- "Scoop the sugar out of the container"
- synonym:
- scoop ,
- scoop out ,
- lift out ,
- scoop up ,
- take up
1. Bir kepçe ile veya sanki çıkar
- "Şekeri kabın dışına çıkarın"
- eşanlamlı:
- kepçe ,
- kepekle kaldırmak ,
- dışarı çıkmak ,
- kaldırmak ,
- almak
2. Get the better of
- "The goal was to best the competition"
- synonym:
- outdo ,
- outflank ,
- trump ,
- best ,
- scoop
2. Daha iyi olmak
- "Amaç, rekabeti en iyi şekilde yapmaktı"
- eşanlamlı:
- geçmek ,
- süzülmek ,
- trump ,
- en iyi ,
- kepçe