Translation meaning & definition of the word "scan" into Turkish language
Türk diline "tarama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Scan
[Taramak]/skæn/
noun
1. The act of scanning
- Systematic examination of a prescribed region
- "He made a thorough scan of the beach with his binoculars"
- synonym:
- scan
1. Tarama eylemi
- Öngörülen bir bölgenin sistematik incelenmesi
- "Binoküleriyle sahili kapsamlı bir şekilde taradı"
- eşanlamlı:
- taramak
2. An image produced by scanning
- "He analyzed the brain scan"
- "You could see the tumor in the cat scan"
- synonym:
- scan ,
- CAT scan
2. Tarama ile üretilen bir görüntü
- "Beyin taramasını analiz etti"
- "Cat taramasındaki tümörü görebiliyordun"
- eşanlamlı:
- taramak ,
- CAT taraması
verb
1. Examine minutely or intensely
- "The surgeon scanned the x-ray"
- synonym:
- scan
1. Dikkatle veya yoğun bir şekilde inceleyin
- "Cerrah röntgeni taradı"
- eşanlamlı:
- taramak
2. Examine hastily
- "She scanned the newspaper headlines while waiting for the taxi"
- synonym:
- scan ,
- skim ,
- rake ,
- glance over ,
- run down
2. Aceleyle incelemek
- "Taksi beklerken gazete manşetlerini taradı"
- eşanlamlı:
- taramak ,
- sıyırmak ,
- göz gezdirmek ,
- aşağıya koşmak
3. Make a wide, sweeping search of
- "The beams scanned the night sky"
- synonym:
- scan
3. Geniş ve kapsamlı bir arama yapın
- "İşınlar gece gökyüzünü taradı"
- eşanlamlı:
- taramak
4. Conform to a metrical pattern
- synonym:
- scan
4. Metrik bir desene uyun
- eşanlamlı:
- taramak
5. Move a light beam over
- In electronics, to reproduce an image
- synonym:
- scan
5. Bir ışık demetini hareket ettirin
- Elektronikte, bir görüntüyü yeniden üretmek için
- eşanlamlı:
- taramak
6. Read metrically
- "Scan verses"
- synonym:
- scan
6. Metrik oku
- "Tarama ayetleri"
- eşanlamlı:
- taramak
7. Obtain data from magnetic tapes
- "This dictionary can be read by the computer"
- synonym:
- read ,
- scan
7. Manyetik bantlardan veri elde edin
- "Bu sözlük bilgisayar tarafından okunabilir"
- eşanlamlı:
- okumak ,
- taramak
Examples of using
I have to be honest. I was a little bit nervous the first time I had an MRI scan.
Dürüst olmak zorundayım. Ben bir MRI taraması ilk yaptırdığım zaman biraz sinirliydim.
As soon as I can get my son to scan our family photos, I'll upload some of them to our website.
Aile fotoğraflarımızı oğluma taratır taratmaz, onlardan bazılarını web sitemize yükleyeceğim.