Examples of using
I'm not saying you have to do everything I do.
Yaptığım her şeyi yapmak zorunda olduğunu söylemiyorum.
I'm not saying you can't swim. I'm just saying I think you shouldn't swim today.
Yüzemiyeceğini söylemiyorum. Sadece bugün yüzmemen gerektiğini düşündüğümü söylüyorum.
I'm not saying you can't go. I'm just saying I think you shouldn't go.
Gidemiyeceğini söylemiyorum. Sadece gitmemen gerektiğini düşündüğümü söylüyorum.
I'm not saying you can't go. I'm just saying I think you shouldn't go.
Gidemezsin demiyorum. Sadece gitmemen gerektiğini söylüyorum.
Tom just stared at Mary without saying a word.
Tom sadece bir kelime söylemeden Mary'ye baktı.
Tom realized that Mary wasn't paying attention to what he was saying.
Tom Mary'nin kendisinin söylediklerine dikkat etmediğini fark etti.
Since Tom was speaking in French, I couldn't understand what he was saying.
Tom Fransızca konuştuğu için onun ne söylediğini anlayamadım.
I wish I could understand what you're saying.
Keşke ne söylediğini anlayabilsem.
What were you saying?
Ne diyordun?
He didn't seem to understand what you were saying.
Dediklerini anlamış gibi görünmüyordu.
What is the woman saying?
Kadın ne söylüyor?
What is the man saying?
Adam ne söylüyor?
Are you saying no?
Hayır mı diyorsun?
What was Tom saying?
Tom ne diyordu?
I'm just saying there must be another way to do this.
Sadece bunu yapmak için başka bir yol olması gerektiğini söylüyorum.
Why do you keep saying there's ample time?
Niçin bol zaman olduğunu söylemeyi sürdürüyorsun?
Tom doesn't understand a word you're saying.
Tom söylediğin tek kelimeyi anlamıyor.
I'm not saying it's Tom's fault.
Bunun Tom'un hatası olduğunu söylemiyorum.
Are you saying you don't know?
Bilmediğini mi söylüyorsun?
Are you saying this doesn't matter?
Bunun önemli olmadığını mı söylüyorsun?