Translation meaning & definition of the word "sauce" into Turkish language

noun

1. Flavorful relish or dressing or topping served as an accompaniment to food

synonym:
• sauce

1. Lezzetli zevk veya giyinme veya tepesi, yemeğe eşlik eder

eşanlamlı:
• sos

verb

1. Behave saucily or impudently towards

synonym:
• sauce

1. Terbiyesizce veya terbiyesizce davranmak

eşanlamlı:
• sos

2. Dress (food) with a relish

synonym:
• sauce

2. Bir zevkle elbise (yiyecek)

eşanlamlı:
• sos

3. Add zest or flavor to, make more interesting

• "Sauce the roast"

synonym:
• sauce

3. Lezzet veya lezzet ekleyin, daha ilginç hale getirin

• "Kavrulmayı sulayın"

eşanlamlı:
• sos

Examples of using

I'm the guy who showed Tom how to make tomato sauce.

Ben domates sosunun nasıl yapılacağını Tom'a gösteren adamım.

Tom stirred the spaghetti sauce while his mother set the table.

Annesi masayı hazırlarken Tom spagetti sosunu karıştırdı.

Tom bought some apples and made apple sauce.

Tom bir miktar elma aldı ve elma sosu yaptı.

Tom put too much hot sauce on his pizza.

Tom pizzasına çok fazla sıcak sos koydu.

He made a cranberry sauce to accompany duck.

O ördeğe eşlik edecek bir kızılcık sosu yaptı.

The herb used in that pasta sauce might be parsley.

Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.

I poured more sauce on my pasta.

Makarnamın üstüne biraz daha sos döktüm.

You have some spaghetti sauce on your face.

Yüzünde biraz spagetti sosu var.

His shirt was stained with sauce.

Onun gömleği sos ile lekelendi.

How about adding some Worcestershire sauce?

Biraz Worcestershire sosu eklemeye ne dersin?

Try this sauce.

Bu sosu deneyin.

I'd like to have the sauce on the side, please.

Ayrıca sos almak istiyorum, lütfen.

I'd like the sauce on the side.

Yanında sos istiyorum.

A good appetite is a good sauce.

İyi bir iştah iyi bir sostur.