Translation meaning & definition of the word "sandwich" into Turkish language

noun

1. Two (or more) slices of bread with a filling between them

synonym:
• sandwich

1. Aralarında bir dolgu bulunan iki (veya daha fazla) dilim ekmek

eşanlamlı:
• sandviç

verb

1. Make into a sandwich

synonym:
• sandwich

1. Sandviç yapmak

eşanlamlı:
• sandviç

2. Insert or squeeze tightly between two people or objects

• "She was sandwiched in her airplane seat between two fat men"

synonym:
• sandwich

2. İki kişi veya nesne arasına sıkıca sokun veya sıkın

• "İki şişman adam arasındaki uçak koltuğuna oturtuldu"

eşanlamlı:
• sandviç

Examples of using

Tom opened the picnic basket and grabbed a ham and cheese sandwich.

Tom piknik sepetini açtı ve bir jambon ve peynirli sandviç kaptı.

You can have half of my sandwich.

Sandvicimin yarısını yiyebilirsin.

Tom unwrapped his sandwich and started eating it.

Tom sandviçini açtı ve onu yemeye başladı.

Tom took another bite of his sandwich.

Tom sandviçinden bir lokma daha aldı.

Tom threw his half-eaten sandwich into the trash can.

Tom çöp tenekesine yarım yenmiş sandviçi attı.

How many calories is a peanut butter sandwich?

Bir fıstık ezmeli sandviçte kaç kalori var?

Tom stole my sandwich.

Tom benim sandviçimi çaldı.

Tom finished his sandwich.

Tom, sandviçini bitirdi.

Tom made a peanut butter and jelly sandwich.

Tom bir fıstık ezmesi ve jöle sandviç yaptı.

One of Tom's favorite meals is a grilled cheese sandwich with tomato soup.

Tom'un sevdiği yemeklerden biri domates çorbası ile ızgarada pişirilmiş peynirli sandviç.

I made you a ham sandwich.

Sana bir jambonlu sandviç yaptım.

I made myself a sandwich.

Kendime bir sandviç yaptım.

I made an extra sandwich for you.

Senin için ekstra bir sandviç yaptım.

I've got a sandwich.

Bir sandvicim var.

I haven't finished my sandwich yet.

Sandviçimi henüz bitirmedim.

Tom made himself a peanut butter sandwich.

Tom kendine fıstık ezmeli sandviç yaptı.

I think you should eat a ham sandwich.

Jambonlu sandviç yemen gerektiğini düşünüyorum.

Tom ate my bacon, lettuce and tomato sandwich.

Tom benim pastırmalı, marullu ve domatesli sandviçimi yedi.

Tom couldn't eat the whole sandwich.

Tom bütün sandviçi yiyemedi.

Tom made himself a peanut butter and jelly sandwich.

Tom kendine bir fıstık ezmeli ve jöleli sandviç yaptı.