Examples of using
We ate a potato salad.
Bir patates salatası yedik.
How is the salad?
Salata nasıl?
Laurie ate the salad.
Laurie salatayı yedi.
I like potato salad.
Patates salatasını severim.
He likes potato salad.
O patates salatası sever.
Teach them how to make a salad.
Onlara bir salata nasıl yapılır öğret.
I'll be counting on you to bring a salad.
Bir salata getireceğinize güveniyor olacağım.
Mary is cooking stew and Tom is making a salad.
Mary güveç pişiriyor ve Tom bir salata yapıyor.
Tom asked Mary to bring a salad to the party.
Tom Mary'nin partiye bir salata getirmesini rica etti.
Tom is boiling the potatoes to make potato salad.
Tom patates salatası yapmak için patates haşlıyor.
The best salad you'll ever eat is the one they serve with their lunch special.
Şu ana kadar yiyeceğin en iyi salata onların özel öğle yemeğiyle verdikleridir.
What's your favorite salad dressing?
Favori salata sosunuz nedir?
They are making a salad.
Onlar bir salata yapıyorlar.
They'd like sandwiches, salad, and juice, also.
Onlar sandviç, salata istiyor, ve meyve suyu da.
Put the tomato salad in the refrigerator.
Domates salatasını buzdolabına koy.
We eat a fresh, green salad every day.
Biz her gün taze yeşil salata yeriz.
My mother forgot to add salt to the salad.
Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.
She heaped her plate with salad.
Tabağını salatayla tepeleme doldurdu.
I bought a bottle of salad oil.
Bir şişe salata yağı aldım.
There's no salad oil left.
Salata yağı kalmadı.
