Translation meaning & definition of the word "sad" into Turkish language
Türk diline "sad" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Sad
[Üzgün]/sæd/
adjective
1. Experiencing or showing sorrow or unhappiness
- "Feeling sad because his dog had died"
- "Better by far that you should forget and smile / than that you should remember and be sad"- christina rossetti
- synonym:
- sad
1. Üzüntü veya mutsuzluk yaşamak veya göstermek
- "Köpeği öldüğü için üzülüyorum"
- "Unutmadan unutmalı ve gülümsemelisin/bundan daha çok hatırlamalı ve üzülmelisin" - christina rossetti
- eşanlamlı:
- üzücü
2. Of things that make you feel sad
- "Sad news"
- "She doesn't like sad movies"
- "It was a very sad story"
- "When i am dead, my dearest, / sing no sad songs for me"- christina rossetti
- synonym:
- sad
2. Seni üzen şeylerden
- "Üzgün haberler"
- "Üzücü filmleri sevmez"
- "Çok üzücü bir hikayeydi"
- "Öldüğüm zaman, sevgilim, / benim için hüzünlü şarkılar söyleme" - christina rossetti
- eşanlamlı:
- üzücü
3. Bad
- Unfortunate
- "My finances were in a deplorable state"
- "A lamentable decision"
- "Her clothes were in sad shape"
- "A sorry state of affairs"
- synonym:
- deplorable ,
- distressing ,
- lamentable ,
- pitiful ,
- sad ,
- sorry
3. Kötü
- Talihsiz
- "Maliyem içler acısı bir durumdaydı"
- "Acı verici bir karar"
- "Giysileri üzgün durumdaydı"
- "Üzgün bir durum"
- eşanlamlı:
- acıklı ,
- üzücü ,
- üzgün ,
- merhametli ,
- özür
Examples of using
Tom also was very sad.
Tom da çok üzgündü.
That's just so sad.
Bu sadece çok üzücü.
It's just so sad.
Bu sadece çok üzücü.