Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "runner" into Turkish language

Türk diline "koşucu" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Runner

[Koşucu]
/rənər/

noun

1. Someone who imports or exports without paying duties

    synonym:
  • smuggler
  • ,
  • runner
  • ,
  • contrabandist
  • ,
  • moon curser
  • ,
  • moon-curser

1. Vergi ödemeden ithalat veya ihracat yapan biri

    eşanlamlı:
  • kaçakçı
  • ,
  • koşucu
  • ,
  • ay curser
  • ,
  • ay kürsüsü

2. Someone who travels on foot by running

    synonym:
  • runner

2. Yürüyerek koşarak seyahat eden biri

    eşanlamlı:
  • koşucu

3. A person who is employed to deliver messages or documents

  • "He sent a runner over with the contract"
    synonym:
  • runner

3. Mesaj veya belge iletmek için çalışan bir kişi

  • "Sözleşme ile bir koşucu gönderdi"
    eşanlamlı:
  • koşucu

4. A baseball player on the team at bat who is on base (or attempting to reach a base)

    synonym:
  • base runner
  • ,
  • runner

4. Takımdaki bir beyzbol oyuncusu, sahada olan (veya bir üsse ulaşmaya çalışan)

    eşanlamlı:
  • baş koşucu
  • ,
  • koşucu

5. A horizontal branch from the base of plant that produces new plants from buds at its tips

    synonym:
  • stolon
  • ,
  • runner
  • ,
  • offset

5. Uçlarında tomurcuklardan yeni bitkiler üreten bitki tabanından yatay bir dal

    eşanlamlı:
  • kol
  • ,
  • koşucu
  • ,
  • ofset

6. A trained athlete who competes in foot races

    synonym:
  • runner

6. Ayak yarışlarında yarışan eğitimli bir atlet

    eşanlamlı:
  • koşucu

7. (football) the player who is carrying (and trying to advance) the ball on an offensive play

    synonym:
  • ball carrier
  • ,
  • runner

7. (futbol) topu hücum oyununda taşıyan (ve ilerletmeye çalışan) oyuncu

    eşanlamlı:
  • bilyeli taşıyıcı
  • ,
  • koşucu

8. A long narrow carpet

    synonym:
  • runner

8. Uzun dar bir halı

    eşanlamlı:
  • koşucu

9. Device consisting of the parts on which something can slide along

    synonym:
  • runner

9. Bir şeyin kayabileceği parçalardan oluşan cihaz

    eşanlamlı:
  • koşucu

10. Fish of western atlantic: cape cod to brazil

    synonym:
  • runner
  • ,
  • blue runner
  • ,
  • Caranx crysos

10. Batı atlantik balığı: cape cod - brezilya

    eşanlamlı:
  • koşucu
  • ,
  • mavi koşucu
  • ,
  • Caranx crysos

Examples of using

Tom is a fast runner.
Tom hızlı bir koşucu.
Tom is the best runner.
Tom en iyi koşucudur.
She is a runner.
O bir koşucu.