Translation meaning & definition of the word "ruin" into Turkish language
Türk diline "ruin" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Ruin
[Yıkım]noun
1. An irrecoverable state of devastation and destruction
- "You have brought ruin on this entire family"
- synonym:
- ruin ,
- ruination
1. Kurtarılamaz bir yıkım ve yıkım hali
- "Bütün bu aileye yıkım getirdin"
- eşanlamlı:
- yıkım
2. A ruined building
- "They explored several roman ruins"
- synonym:
- ruin
2. Yıkık bir bina
- "Birkaç roma kalıntısını araştırdılar"
- eşanlamlı:
- yıkım
3. The process of becoming dilapidated
- synonym:
- dilapidation ,
- ruin
3. Harap olma süreci
- eşanlamlı:
- aşınma ,
- yıkım
4. An event that results in destruction
- synonym:
- ruin ,
- ruination
4. Yıkım ile sonuçlanan bir olay
- eşanlamlı:
- yıkım
5. Failure that results in a loss of position or reputation
- synonym:
- downfall ,
- ruin ,
- ruination
5. Pozisyon veya itibar kaybına neden olan başarısızlık
- eşanlamlı:
- düşüş ,
- yıkım
6. Destruction achieved by causing something to be wrecked or ruined
- synonym:
- laying waste ,
- ruin ,
- ruining ,
- ruination ,
- wrecking
6. Bir şeyin harap olmasına veya mahvolmasına neden olarak yıkım elde edilir
- eşanlamlı:
- çöp döşeme ,
- yıkım ,
- bozma
verb
1. Destroy completely
- Damage irreparably
- "You have ruined my car by pouring sugar in the tank!"
- "The tears ruined her make-up"
- synonym:
- destroy ,
- ruin
1. Tamamen yok edin
- Onarılmaz bir şekilde hasar
- "Tankaya şeker dökerek arabamı mahvettin!"
- "Gözyaşları makyajını mahvetti"
- eşanlamlı:
- yok etmek ,
- yıkım
2. Destroy or cause to fail
- "This behavior will ruin your chances of winning the election"
- synonym:
- ruin
2. Yok edin veya başarısız olun
- "Bu davranış seçimi kazanma şansınızı mahvedecek"
- eşanlamlı:
- yıkım
3. Reduce to bankruptcy
- "My daughter's fancy wedding is going to break me!"
- "The slump in the financial markets smashed him"
- synonym:
- bankrupt ,
- ruin ,
- break ,
- smash
3. Iflas etmek
- "Kızımın süslü düğünü beni mahvedecek!"
- "Mali piyasalardaki düşüş onu parçaladı"
- eşanlamlı:
- iflas etmiş ,
- yıkım ,
- kırma ,
- parçalamak
4. Reduce to ruins
- "The country lay ruined after the war"
- synonym:
- ruin
4. Mahvolmak
- "Ülke savaştan sonra harap oldu"
- eşanlamlı:
- yıkım
5. Deprive of virginity
- "This dirty old man deflowered several young girls in the village"
- synonym:
- deflower ,
- ruin
5. Bekaretten mahrum bırakma
- "Bu kirli yaşlı adam köydeki birkaç genç kızı kirletti"
- eşanlamlı:
- koparmak ,
- yıkım
6. Fall into ruin
- synonym:
- ruin
6. Mahvolmak
- eşanlamlı:
- yıkım