Translation meaning & definition of the word "rude" into Turkish language
Türk diline "rude" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Rude
[Saygısız]/rud/
adjective
1. Socially incorrect in behavior
- "Resentment flared at such an unmannered intrusion"
- synonym:
- ill-mannered ,
- bad-mannered ,
- rude ,
- unmannered ,
- unmannerly
1. Davranışta sosyal olarak yanlış
- "Sunum böyle bir görgüsüz izinsiz girişe alevlendi"
- eşanlamlı:
- terbiyesiz ,
- kötü huylu ,
- kaba ,
- yapmacıksız ,
- görgüsüz
2. (of persons) lacking in refinement or grace
- synonym:
- ill-bred ,
- bounderish ,
- lowbred ,
- rude ,
- underbred ,
- yokelish
2. (kişilerin) incelik veya zarafet eksikliği
- eşanlamlı:
- kötü huylu ,
- cüretli ,
- alçakgönüllü ,
- kaba ,
- terbiyesiz ,
- hödük
3. Lacking civility or good manners
- "Want nothing from you but to get away from your uncivil tongue"- willa cather
- synonym:
- uncivil ,
- rude
3. Medeniyet veya iyi davranış eksikliği
- "Sivil dilinden uzaklaşmaktan başka bir şey istemiyorsun" - willa cather
- eşanlamlı:
- kaba
4. (used especially of commodities) being unprocessed or manufactured using only simple or minimal processes
- "Natural yogurt"
- "Natural produce"
- "Raw wool"
- "Raw sugar"
- "Bales of rude cotton"
- synonym:
- natural ,
- raw(a) ,
- rude(a)
4. (özellikle emtialar kullanılarak) sadece basit veya minimal prosesler kullanılarak işlenmemiş veya imal edilmiştir
- "Doğal yoğurt"
- "Doğal ürünler"
- "Ham yün"
- "Çiğ şeker"
- "Kaba pamuk balyaları"
- eşanlamlı:
- doğal ,
- ham(a) ,
- rude(a)
5. Belonging to an early stage of technical development
- Characterized by simplicity and (often) crudeness
- "The crude weapons and rude agricultural implements of early man"
- "Primitive movies of the 1890s"
- "Primitive living conditions in the appalachian mountains"
- synonym:
- crude ,
- primitive ,
- rude
5. Teknik gelişimin erken bir aşamasına ait olmak
- Basitlik ve (genellikle) kabalık ile karakterize edilir
- "Erken insanın kaba silahları ve kaba tarımsal uygulamaları"
- "1890 ların ilkel filmleri"
- "Appalachian dağlarında ilkel yaşam koşulları"
- eşanlamlı:
- yavan ,
- ilkel ,
- kaba
Examples of using
You're a very rude person.
Çok kaba bir insansın.
Tom was rude to Mary.
Tom Mary'ye karşı kabaydı.
He's rude, arrogant and ignorant.
O kaba, kibirli ve cahil.