Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "royal" into Turkish language

Türk diline "kraliyet" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Royal

[Royal]
/rɔɪəl/

noun

1. A sail set next above the topgallant on a royal mast

    synonym:
  • royal

1. Kraliyet direğinde topgallantının yanında bir yelken seti

    eşanlamlı:
  • kraliyet

2. Stag with antlers of 12 or more branches

    synonym:
  • royal
  • ,
  • royal stag

2. 12 veya daha fazla daldaki boynuzlarla stag

    eşanlamlı:
  • kraliyet
  • ,
  • kraliyet geyikleri

adjective

1. Of or relating to or indicative of or issued or performed by a king or queen or other monarch

  • "The royal party"
  • "The royal crest"
  • "By royal decree"
  • "A royal visit"
    synonym:
  • royal

1. Bir kral, kraliçe veya başka bir hükümdar tarafından verilen veya verilen veya bunlarla ilgili olarak

  • "Kraliyet partisi"
  • "Kraliyet arması"
  • "Kraliyet kararnamesi ile"
  • "Bir kraliyet ziyareti"
    eşanlamlı:
  • kraliyet

2. Established or chartered or authorized by royalty

  • "The royal society"
    synonym:
  • royal

2. Kraliyet tarafından kurulmuş veya kiralanmış veya yetkilendirilmiş

  • "The royal society"
    eşanlamlı:
  • kraliyet

3. Being of the rank of a monarch

  • "Of royal ancestry"
  • "Princes of the blood royal"
    synonym:
  • royal

3. Hükümdar rütbesinde olmak

  • "Kraliyet soyundan"
  • "Kan kraliyet prensleri"
    eşanlamlı:
  • kraliyet

4. Belonging to or befitting a supreme ruler

  • "Golden age of imperial splendor"
  • "Purple tyrant"
  • "Regal attire"
  • "Treated with royal acclaim"
  • "The royal carriage of a stag's head"
    synonym:
  • imperial
  • ,
  • majestic
  • ,
  • purple
  • ,
  • regal
  • ,
  • royal

4. Bir yüce hükümdara ait olmak veya ona yakışmak

  • "İmparatorluk ihtişamının altın çağı"
  • "Mor tirant"
  • "Regal kıyafetleri"
  • "Kraliyet beğeni ile muamele gördü"
  • "Bir geyiğin başının kraliyet arabası"
    eşanlamlı:
  • imparatorluk
  • ,
  • muhteşem
  • ,
  • mor
  • ,
  • krallık
  • ,
  • kraliyet

5. Invested with royal power as symbolized by a crown

  • "The royal (or crowned) heads of europe"
    synonym:
  • royal

5. Bir taç ile sembolize edilen kraliyet gücüyle yatırım yaptı

  • "Avrupa'nın kraliyet (veya taç giyme) başkanları"
    eşanlamlı:
  • kraliyet

Examples of using

The courtier was enjoying great royal favor.
Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu.
The royal jewels are kept under lock and key.
Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.
We gave him a royal send-off at the airport.
Havaalanında ona krallara layık bir uğurlama yaptık.