Translation meaning & definition of the word "roundabout" into Turkish language
Türk diline "yuvarlak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Roundabout
[Toparlak]/raʊndəbaʊt/
noun
1. A road junction at which traffic streams circularly around a central island
- "The accident blocked all traffic at the rotary"
- synonym:
- traffic circle ,
- circle ,
- rotary ,
- roundabout
1. Trafiğin merkezi bir adanın etrafında dairesel olarak aktığı bir yol kavşağı
- "Kaza tüm trafiği rotaryaya kapattı"
- eşanlamlı:
- trafik çemberi ,
- çember ,
- döner ,
- döner kavşak
2. A large, rotating machine with seats for children to ride or amusement
- synonym:
- carousel ,
- carrousel ,
- merry-go-round ,
- roundabout ,
- whirligig
2. Çocukların binmesi veya eğlenmesi için koltukları olan büyük, dönen bir makine
- eşanlamlı:
- atlıkarınca ,
- döner kavşak ,
- fırıldak
adjective
1. Marked by obliqueness or indirection in speech or conduct
- "The explanation was circuitous and puzzling"
- "A roundabout paragraph"
- "Hear in a roundabout way that her ex-husband was marrying her best friend"
- synonym:
- circuitous ,
- roundabout
1. Konuşma veya davranışta eğiklik veya yönlendirme ile işaretlenir
- "Açıklama dolambaçlı ve şaşırtıcıydı"
- "Bir dolambaçlı paragraf"
- "Eski kocasının en iyi arkadaşıyla evlendiğini dolambaçlı bir şekilde duyun"
- eşanlamlı:
- dolambaçlı ,
- döner kavşak
2. Deviating from a straight course
- "A scenic but devious route"
- "A long and circuitous journey by train and boat"
- "A roundabout route avoided rush-hour traffic"
- synonym:
- devious ,
- circuitous ,
- roundabout
2. Düz bir rotadan sapma
- "Doğal ama dolambaçlı bir rota"
- "Tren ve tekne ile uzun ve dolambaçlı bir yolculuk"
- "Bir dolambaçlı rota acele saat trafiğinden kaçındı"
- eşanlamlı:
- aldatıcı ,
- dolambaçlı ,
- döner kavşak