Translation meaning & definition of the word "rotten" into Turkish language

adjective

1. Very bad

• "A lousy play"

• "It's a stinking world"

synonym:
• icky
,
• crappy
,
• lousy
,
• rotten
,
• shitty
,
• stinking
,
• stinky

1. Çok kötü

• "Berbat bir oyun"

• "Koku bir dünya"

eşanlamlı:
• icky
,
• berbat
,
• alçak
,
• çürümüş
,
• boktan
,
• kokmuşluk
,
• kötü kokulu

2. Damaged by decay

• Hence unsound and useless

• "Rotten floor boards"

• "Rotted beams"

• "A decayed foundation"

synonym:
• decayed
,
• rotten
,
• rotted

2. Çürüme nedeniyle hasarlı

• Bu yüzden sağlam ve işe yaramaz

• "Çürümüş zemin tahtaları"

• "Çürümüş kirişler"

• "Çürümüş bir temel"

eşanlamlı:
• çürümüş

3. Having decayed or disintegrated

• Usually implies foulness

• "Dead and rotten in his grave"

synonym:
• rotten

3. Çürümüş veya parçalanmış

• Genellikle küfür anlamına gelir

• "Mezarında ölü ve çürümüş"

eşanlamlı:
• çürümüş

Examples of using

Tom tossed the rotten apple into the garbage can.

Tom çürük elmayı çöp kutusuna attı.

The system is rotten.

Sistem çok kötü.

Half of the apples were rotten.

Elmaların yarısı çürümüştü.

These apples are rotten.

Bu elmalar çürümüş.

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage.

Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

This apple is rotten.

Bu elma çürüktür.

The box is rotten.

Kutu bozulmuş.

There were many rotten apples in the basket.

Sepette birçok çürük elmalar vardı.

A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.

Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir.

He is rotten to the core.

O, tamamen bozulmuş.

Some of the apples in the box were rotten.

Kutudaki elmalardan bazıları çürüktü.

All our food was rotten.

Yiyeceğimizin hepsi bozulmuştu.

This food smells rotten.

Bu gıda çürük kokuyor.

The oranges in this bag are rotten.

Bu torbadaki portakallar çürüktür.

Half of these apples are rotten.

Bu elmaların yarısı çürümüş.

Half of the apple was rotten.

Elmanın yarısı çürümüştü.

Half of the apples are rotten.

Elmaların yarısı çürümüş.

I smell something rotten.

Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.