Translation meaning & definition of the word "roof" into Turkish language

noun

1. A protective covering that covers or forms the top of a building

synonym:
• roof

1. Bir binanın tepesini kaplayan veya oluşturan koruyucu bir kaplama

eşanlamlı:
• çatı

2. Protective covering on top of a motor vehicle

synonym:
• roof

2. Motorlu taşıtın üstünde koruyucu kaplama

eşanlamlı:
• çatı

3. The inner top surface of a covered area or hollow space

• "The roof of the cave was very high"

• "I could see the roof of the bear's mouth"

synonym:
• roof

3. Kapalı bir alanın veya içi boş alanın iç üst yüzeyi

• "Mağaranın çatısı çok yüksekti"

• "Asının ağzının çatısını görebiliyordum"

eşanlamlı:
• çatı

4. An upper limit on what is allowed

• "He put a ceiling on the number of women who worked for him"

• "There was a roof on salaries"

• "They established a cap for prices"

synonym:
• ceiling
,
• roof
,
• cap

4. İzin verilenler için bir üst sınır

• "Onun için çalışan kadın sayısına tavan yaptı"

• "Maaşlarda çatı vardı"

• "Fiyatlar için bir sınır oluşturdular"

eşanlamlı:
• tavan
,
• çatı
,
• kapak

verb

1. Provide a building with a roof

• Cover a building with a roof

synonym:
• roof

1. Çatılı bir bina sağlayın

• Bir binayı çatı ile örtün

eşanlamlı:
• çatı

Examples of using

I need a ladder so I can get up to my roof.

Çatıma ulaşabilmem için bir merdivene ihtiyacım var.

I've been up on the roof.

Çatıdaydım.

Climb onto the roof.

Çatıya tırman.

The roof is very low.

Çatı çok alçak.

Tom is on the roof.

Tom çatıda.

The roof leaks every time it rains.

Her yağmur yağışında çatı sızar.

That house with a red roof is my uncle's.

Kırmızı çatılı ev amcamınkidir.

It'll take some time to shovel all the snow off the roof.

Bütün çatının karını kürekle temizlemek biraz zaman alacak.

Tom climbed up a ladder to get to the roof.

Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.

Tom climbed up the ladder to the roof of the garage.

Tom garajın çatısına merdivenle tırmandı.

Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.

Tom TV'yi evin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.

Tom fixed the roof of his house just yesterday.

Tom dün evinin çatısını tamir etti.

Tom landed his helicopter on the roof.

Tom helikopterini çatıya indirdi.

Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof.

Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.

Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.

Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.

That house with the red roof is Tom's house.

Kırmızı çatılı o ev Tom'un evidir.

Tom and Mary live under the same roof.

Tom ve Mary aynı çatı altında yaşıyor.

Tom climbed down from the roof.

Tom çatıdan indi.

Tom fell off the roof and died.

Tom çatıdan düştü ve öldü.

Tom heard the sound of rain on the tin roof.

Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.