Translation meaning & definition of the word "rock" into Turkish language
Türk diline "rock" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Rock
[Taş]noun
1. A lump or mass of hard consolidated mineral matter
- "He threw a rock at me"
- synonym:
- rock ,
- stone
1. Bir yumru veya sert konsolide mineral madde kütlesi
- "Bana taş attı"
- eşanlamlı:
- kaya ,
- taş
2. Material consisting of the aggregate of minerals like those making up the earth's crust
- "That mountain is solid rock"
- "Stone is abundant in new england and there are many quarries"
- synonym:
- rock ,
- stone
2. Yerkabuğunu oluşturan gibi minerallerin toplamından oluşan malzeme
- "Bu dağ katı bir kayadır"
- "Taş new england'da bol miktarda bulunur ve birçok taş ocağı vardır"
- eşanlamlı:
- kaya ,
- taş
3. United states gynecologist and devout catholic who conducted the first clinical trials of the oral contraceptive pill (1890-1984)
- synonym:
- Rock ,
- John Rock
3. Oral kontraseptif hapın ilk klinik denemelerini yapan amerika birleşik devletleri jinekoloğu ve dindar katolik (1890-1984)
- eşanlamlı:
- Taş ,
- John Rock
4. (figurative) someone who is strong and stable and dependable
- "He was her rock during the crisis"
- "Thou art peter, and upon this rock i will build my church"--gospel according to matthew
- synonym:
- rock
4. (figüratif) güçlü, istikrarlı ve güvenilir biri
- "Kriz sırasında onun kayasıydı"
- "Sen peter'sın ve bu kayanın üzerine kilisemi inşa edeceğim"-müjde'ye göre i̇ncil
- eşanlamlı:
- kaya
5. Hard bright-colored stick candy (typically flavored with peppermint)
- synonym:
- rock candy ,
- rock
5. Sert parlak renkli çubuk şeker (tipik olarak nane ile tatlandırılmış)
- eşanlamlı:
- iri parça ,
- kaya
6. A genre of popular music originating in the 1950s
- A blend of black rhythm-and-blues with white country-and-western
- "Rock is a generic term for the range of styles that evolved out of rock'n'roll."
- synonym:
- rock 'n' roll ,
- rock'n'roll ,
- rock-and-roll ,
- rock and roll ,
- rock ,
- rock music
6. 1950li yıllardan kalma popüler müzik türü
- Beyaz ülke ve batı ile siyah ritim ve blues karışımı
- "Rock, rock'n'roll'dan gelişen stillerin aralığı için genel bir terimdir."
- eşanlamlı:
- rock 'n' roll ,
- rock'n'roll ,
- rock and roll ,
- kaya ,
- rock müziği
7. Pitching dangerously to one side
- synonym:
- rock ,
- careen ,
- sway ,
- tilt
7. Bir tarafa tehlikeli bir şekilde atıyoruz
- eşanlamlı:
- kaya ,
- karina etmek ,
- sallanmak ,
- eğim
verb
1. Move back and forth or sideways
- "The ship was rocking"
- "The tall building swayed"
- "She rocked back and forth on her feet"
- synonym:
- rock ,
- sway ,
- shake
1. İleri geri veya yanlara doğru hareket edin
- "Gemi sallanıyordu"
- "Yüksek bina sallandı"
- "Ayaklarında ileri geri sallandı"
- eşanlamlı:
- kaya ,
- sallanmak ,
- titretmek
2. Cause to move back and forth
- "Rock the cradle"
- "Rock the baby"
- "The wind swayed the trees gently"
- synonym:
- rock ,
- sway
2. Ileri geri hareket ettir
- "Beşiği salla"
- "Bebeği salla"
- "Rüzgâr ağaçları nazikçe salladı"
- eşanlamlı:
- kaya ,
- sallanmak