Translation meaning & definition of the word "roar" into Turkish language
Türk diline "kükreme" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Roar
[Haykırmak]/rɔr/
noun
1. A deep prolonged loud noise
- synonym:
- boom ,
- roar ,
- roaring ,
- thunder
1. Derin, uzun bir gürültü
- eşanlamlı:
- bom ,
- haykırmak ,
- gürleyen ,
- gürlemek
2. A very loud utterance (like the sound of an animal)
- "His bellow filled the hallway"
- synonym:
- bellow ,
- bellowing ,
- holla ,
- holler ,
- hollering ,
- hollo ,
- holloa ,
- roar ,
- roaring ,
- yowl
2. Çok yüksek bir söz (bir hayvanın sesi gibi)
- "Kemerini koridoru doldurdu"
- eşanlamlı:
- böğürmek ,
- böğürme ,
- holla ,
- seslenmek ,
- bağıran ,
- bağırmak ,
- holloa ,
- haykırmak ,
- gürleyen ,
- uluma
3. The sound made by a lion
- synonym:
- roar
3. Bir aslan tarafından yapılan ses
- eşanlamlı:
- haykırmak
verb
1. Make a loud noise, as of wind, water, or vehicles
- "The wind was howling in the trees"
- "The water roared down the chute"
- synonym:
- roar ,
- howl
1. Rüzgar, su veya araçlar gibi yüksek bir ses çıkarın
- "Rüzgâr ağaçlarda uğuldadı"
- "Su oluktan aşağı kükredi"
- eşanlamlı:
- haykırmak ,
- ulumak
2. Utter words loudly and forcefully
- "`get out of here,' he roared"
- synonym:
- thunder ,
- roar
2. Yüksek sesle ve zorla sözler
- "Buradan çık, diye kükredi"
- eşanlamlı:
- gürlemek ,
- haykırmak
3. Emit long loud cries
- "Wail in self-pity"
- "Howl with sorrow"
- synonym:
- howl ,
- ululate ,
- wail ,
- roar ,
- yawl ,
- yaup
3. Uzun yüksek sesle bağırışlar yayar
- "Kendine acıma içinde bekle"
- "Üzüntüden nasıi"
- eşanlamlı:
- ulumak ,
- çığlık ,
- haykırmak ,
- yole ,
- evet
4. Act or proceed in a riotous, turbulent, or disorderly way
- "Desperadoes from the hills regularly roared in to take over the town"-r.a.billington
- synonym:
- roar
4. İsyankar, çalkantılı veya düzensiz bir şekilde hareket edin veya ilerleyin
- "Tapınaklardan gelen desperadolar düzenli olarak kasabayı ele geçirmek için kükredi"-r.a.billington
- eşanlamlı:
- haykırmak
5. Make a loud noise, as of animal
- "The bull bellowed"
- synonym:
- bellow ,
- roar
5. Hayvan gibi yüksek ses yapın
- "Boğa böğürdü" dedi"
- eşanlamlı:
- böğürmek ,
- haykırmak
6. Laugh unrestrainedly and heartily
- synonym:
- roar ,
- howl
6. Sınırsız ve yürekten gülün
- eşanlamlı:
- haykırmak ,
- ulumak
Examples of using
The lion began to roar as we approached.
Biz yaklaşırken, aslan kükremeye başladı.
Did you hear the roar of the lions?
Aslanların kükremesini duydunuz mu?
Leo started to roar when he was two years old.
Aslan iki yaşındayken kükremeye başladı.