Translation meaning & definition of the word "riotous" into Turkish language
Türk diline "isyankar" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Riotous
[Gürültülü]/raɪətəs/
adjective
1. Produced or growing in extreme abundance
- "Their riotous blooming"
- synonym:
- exuberant ,
- lush ,
- luxuriant ,
- profuse ,
- riotous
1. Aşırı bollukta üretilen veya büyüyen
- "İrkemli çiçek açmışlar"
- eşanlamlı:
- coşkulu ,
- bereketli ,
- süslü ,
- müsrif ,
- gürültülü
2. Characterized by unrest or disorder or insubordination
- "Effects of the struggle will be violent and disruptive"
- "Riotous times"
- "These troubled areas"
- "The tumultuous years of his administration"
- "A turbulent and unruly childhood"
- synonym:
- disruptive ,
- riotous ,
- troubled ,
- tumultuous ,
- turbulent
2. Huzursuzluk veya düzensizlik veya itaatsizlik ile karakterizedir
- "Mücadelenin etkileri şiddetli ve yıkıcı olacaktır"
- "İri̇talyan zamanlari"
- "Bu sorunlu bölgeler"
- "Yönetiminin çalkantılı yılları"
- "Çalkantılı ve asi bir çocukluk"
- eşanlamlı:
- yıkıcı ,
- gürültülü ,
- sıkıntılı ,
- kargaşalı ,
- çalkantılı
3. Unrestrained by convention or morality
- "Congreve draws a debauched aristocratic society"
- "Deplorably dissipated and degraded"
- "Riotous living"
- "Fast women"
- synonym:
- debauched ,
- degenerate ,
- degraded ,
- dissipated ,
- dissolute ,
- libertine ,
- profligate ,
- riotous ,
- fast
3. Kongre veya ahlak tarafından sınırlandırılmamıştır
- "Congreve sefil bir aristokrat toplum çizer"
- "Kusursuzca dağılmış ve bozulmuş"
- "İriotlu yaşam"
- "Hızlı kadınlar"
- eşanlamlı:
- sefahatli ,
- dejenere olmak ,
- alçaltılmış ,
- dağılmış ,
- ahlaksız ,
- müsrif ,
- gürültülü ,
- hızlı
Examples of using
Live a riotous life.
Hovarda bir hayat yaşa.