Translation meaning & definition of the word "riddle" into Turkish language
Türk diline "orta" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Riddle
[Bulmaca]/rɪdəl/
noun
1. A difficult problem
- synonym:
- riddle ,
- conundrum ,
- enigma ,
- brain-teaser
1. Zor bir problem
- eşanlamlı:
- bulmaca ,
- muamma ,
- beyin öğretmeni
2. A coarse sieve (as for gravel)
- synonym:
- riddle
2. Kaba bir elek (çakıl için olduğu gibi)
- eşanlamlı:
- bulmaca
verb
1. Pierce with many holes
- "The bullets riddled his body"
- synonym:
- riddle
1. Birçok delik ile delin
- "Kurşunlar vücudunu delip geçti"
- eşanlamlı:
- bulmaca
2. Set a difficult problem or riddle
- "Riddle me a riddle"
- synonym:
- riddle
2. Zor bir problem veya bilmece ayarlayın
- "Bana bir bilmece bul"
- eşanlamlı:
- bulmaca
3. Separate with a riddle, as grain from chaff
- synonym:
- riddle ,
- screen
3. Bir bilmece ile ayırın, samandan tahıl olarak
- eşanlamlı:
- bulmaca ,
- ekran
4. Spread or diffuse through
- "An atmosphere of distrust has permeated this administration"
- "Music penetrated the entire building"
- "His campaign was riddled with accusations and personal attacks"
- synonym:
- permeate ,
- pervade ,
- penetrate ,
- interpenetrate ,
- diffuse ,
- imbue ,
- riddle
4. Yoluyla yaymak veya dağıtmak
- "Bir güvensizlik atmosferi bu uygulamaya nüfuz etti"
- "Müzik tüm binaya nüfuz etti"
- "Kampanyası suçlamalar ve kişisel saldırılarla doluydu"
- eşanlamlı:
- sızmak ,
- istila etmek ,
- nüfuz etmek ,
- içine işlemek ,
- yayılmak ,
- bulaştırmak ,
- bulmaca
5. Speak in riddles
- synonym:
- riddle
5. Bilmeceler halinde konuşmak
- eşanlamlı:
- bulmaca
6. Explain a riddle
- synonym:
- riddle
6. Bir bilmeceyi açıklamak
- eşanlamlı:
- bulmaca
Examples of using
Is this a riddle?
Bu bir bilmece mi?
Is that a riddle?
O bir bilmece mi?
No one was ever able to solve the riddle.
Hiç kimse bulmacayı çözemedi.