Translation meaning & definition of the word "rickety" into Turkish language
Türk diline "cırlak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Rickety
[Cılız]/rɪkəti/
adjective
1. Inclined to shake as from weakness or defect
- "A rickety table"
- "A wobbly chair with shaky legs"
- "The ladder felt a little wobbly"
- "The bridge still stands though one of the arches is wonky"
- synonym:
- rickety ,
- shaky ,
- wobbly ,
- wonky
1. Zayıflık veya kusurdan sarsılma eğilimi
- "Gevrek bir masa"
- "Titrek bacaklı titrek bir sandalye"
- "Merdiveni biraz titrek hissettim"
- "Köprü hala kemerlerden biri kazınmış olsa duruyor"
- eşanlamlı:
- cılız ,
- titrek ,
- halsiz
2. Affected with, suffering from, or characteristic of rickets
- "Rickety limbs and joints"
- "A rachitic patient"
- synonym:
- rickety ,
- rachitic
2. Raşitizmden etkilenen, acı çeken veya karakteristik
- "Ciltli uzuvlar ve eklemler"
- "Raşitik bir hasta"
- eşanlamlı:
- cılız ,
- raşitik
3. Lacking bodily or muscular strength or vitality
- "A feeble old woman"
- "Her body looked sapless"
- synonym:
- decrepit ,
- debile ,
- feeble ,
- infirm ,
- rickety ,
- sapless ,
- weak ,
- weakly
3. Bedensel veya kas gücü veya canlılığı eksik
- "Zayıf yaşlı bir kadın"
- "Bedeni özsüz görünüyordu"
- eşanlamlı:
- çökmüş ,
- bozmak ,
- zayıf ,
- güçsüz ,
- cılız ,
- özsüz ,
- zayıf bir şekilde