Translation meaning & definition of the word "retain" into Turkish language
Türk diline "retain" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Retain
[Tutmak]/rɪten/
verb
1. Hold back within
- "This soil retains water"
- "I retain this drug for a long time"
- "The dam retains the water"
- synonym:
- retain
1. Geri kalmak
- "Bu toprak su tutar"
- "Bu ilacı uzun süre saklıyorum"
- "Baraj suyu korur"
- eşanlamlı:
- tutmak
2. Allow to remain in a place or position or maintain a property or feature
- "We cannot continue several servants any longer"
- "She retains a lawyer"
- "The family's fortune waned and they could not keep their household staff"
- "Our grant has run out and we cannot keep you on"
- "We kept the work going as long as we could"
- "She retained her composure"
- "This garment retains its shape even after many washings"
- synonym:
- retain ,
- continue ,
- keep ,
- keep on
2. Bir yerde veya konumda kalmasına veya bir özelliği veya özelliği korumasına izin verin
- "Biz artık birkaç hizmetçi devam edemez"
- "Bir avukat tutuyor"
- "Ailenin serveti azaldı ve ev personelini tutamadılar"
- "Bizim hibemiz tükendi ve sizi devam ettiremeyiz"
- "İşimizi elimizden geldiğince devam ettirdik"
- "Soğuşunu korudu"
- "Bu giysi birçok yıkamadan sonra bile şeklini korur"
- eşanlamlı:
- tutmak ,
- devam etmek ,
- sürdürmek
3. Secure and keep for possible future use or application
- "The landlord retained the security deposit"
- "I reserve the right to disagree"
- synonym:
- retain ,
- hold ,
- keep back ,
- hold back
3. Güvenli ve gelecekteki olası kullanım veya uygulama için saklayın
- "Ev sahibi güvenlik depozitosunu korudu"
- "Aykırılık etme hakkımı saklı tutuyorum"
- eşanlamlı:
- tutmak ,
- tutma ,
- geride kalmak ,
- durdurmak
4. Keep in one's mind
- "I cannot retain so much information"
- synonym:
- retain
4. Birinin aklında kal
- "Bu kadar çok bilgi saklayamam"
- eşanlamlı:
- tutmak