Translation meaning & definition of the word "restraint" into Turkish language
Türk diline "kısıtlama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Restraint
[Kısıtlama]/rɪstrent/
noun
1. The act of controlling by restraining someone or something
- "The unlawful restraint of trade"
- synonym:
- restraint
1. Birini veya bir şeyi kısıtlayarak kontrol etme eylemi
- "Ticaretin yasadışı kısıtlanması"
- eşanlamlı:
- kısıtlama
2. Discipline in personal and social activities
- "He was a model of polite restraint"
- "She never lost control of herself"
- synonym:
- restraint ,
- control
2. Kişisel ve sosyal aktivitelerde disiplin
- "Kibar bir kısıtlama modeliydi"
- "Kendinin kontrolünü hiç kaybetmedi"
- eşanlamlı:
- kısıtlama ,
- kontrol
3. The state of being physically constrained
- "Dogs should be kept under restraint"
- synonym:
- constraint ,
- restraint
3. Fiziksel olarak kısıtlanma durumu
- "Köpekler kısıtlama altında tutulmalıdır"
- eşanlamlı:
- kısıtlama
4. A rule or condition that limits freedom
- "Legal restraints"
- "Restraints imposed on imports"
- synonym:
- restraint
4. Özgürlüğü sınırlayan bir kural veya koşul
- "Yasal kısıtlamalar"
- "İthalata getirilen kısıtlamalar"
- eşanlamlı:
- kısıtlama
5. Lack of ornamentation
- "The room was simply decorated with great restraint"
- synonym:
- chasteness ,
- restraint ,
- simplicity ,
- simpleness
5. Süsleme eksikliği
- "Oda sadece büyük bir kısıtlama ile dekore edilmiştir"
- eşanlamlı:
- saflık ,
- kısıtlama ,
- basitlik ,
- sadelik
6. A device that retards something's motion
- "The car did not have proper restraints fitted"
- synonym:
- restraint ,
- constraint
6. Bir şeyin hareketini geciktiren bir cihaz
- "Araba uygun kısıtlamalar takılı değildi"
- eşanlamlı:
- kısıtlama