Translation meaning & definition of the word "rest" into Turkish language
Türk diline "dinlenme" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Rest
[Dinlenme]noun
1. Something left after other parts have been taken away
- "There was no remainder"
- "He threw away the rest"
- "He took what he wanted and i got the balance"
- synonym:
- remainder ,
- balance ,
- residual ,
- residue ,
- residuum ,
- rest
1. Diğer parçalar alındıktan sonra kalan bir şey
- "Kalan yoktu"
- "Gerisini de attı"
- "O istediğini aldı ve ben de dengeyi sağladım"
- eşanlamlı:
- geri kalan ,
- denge ,
- kalan ,
- kalıntı ,
- dinlenme
2. Freedom from activity (work or strain or responsibility)
- "Took his repose by the swimming pool"
- synonym:
- rest ,
- ease ,
- repose ,
- relaxation
2. Faaliyetten özgürlük (iş veya zorlama veya sorumluluk)
- "Barınağını yüzme havuzuna götürdüm"
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- kolaylık ,
- rahatlama
3. A pause for relaxation
- "People actually accomplish more when they take time for short rests"
- synonym:
- respite ,
- rest ,
- relief ,
- rest period
3. Rahatlama için bir duraklama
- "İnsanlar aslında kısa dinlenmeler için zaman ayırdıklarında daha fazlasını başarırlar"
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- rahatlatma ,
- dinlenme süresi
4. A state of inaction
- "A body will continue in a state of rest until acted upon"
- synonym:
- rest
4. Bir eylemsizlik durumu
- "Bir beden, harekete geçene kadar dinlenme halinde devam edecektir"
- eşanlamlı:
- dinlenme
5. Euphemisms for death (based on an analogy between lying in a bed and in a tomb)
- "She was laid to rest beside her husband"
- "They had to put their family pet to sleep"
- synonym:
- rest ,
- eternal rest ,
- sleep ,
- eternal sleep ,
- quietus
5. Ölüm için örtmeceler (bir yatakta ve bir mezarda yatmak arasındaki analojiye dayanarak)
- "Kocasının yanında dinlenmek için yatırıldı"
- "Aile hayvanlarını uyutmak zorunda kaldılar"
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- sonsuz dinlenme ,
- uyku ,
- sonsuz uyku ,
- sessizlik
6. A support on which things can be put
- "The gun was steadied on a special rest"
- synonym:
- rest
6. Bir şeylerin konulabileceği bir destek
- "Silah özel bir dinlenme üzerine yerleştirildi"
- eşanlamlı:
- dinlenme
7. A musical notation indicating a silence of a specified duration
- synonym:
- rest
7. Belirli bir sürenin sessizliğini gösteren bir müzik gösterimi
- eşanlamlı:
- dinlenme
verb
1. Not move
- Be in a resting position
- synonym:
- rest
1. Hareket
- Dinlenme pozisyonunda olmak
- eşanlamlı:
- dinlenme
2. Take a short break from one's activities in order to relax
- synonym:
- rest ,
- breathe ,
- catch one's breath ,
- take a breather
2. Rahatlamak için kişinin aktivitelerine kısa bir mola verin
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- nefes almak ,
- birinin nefesini tut
3. Give a rest to
- "He rested his bad leg"
- "Rest the dogs for a moment"
- synonym:
- rest
3. Dinlenmek
- "Kötü bacağını dinlendirdi"
- "Köpeklere bir an için dinlenin"
- eşanlamlı:
- dinlenme
4. Have a place in relation to something else
- "The fate of bosnia lies in the hands of the west"
- "The responsibility rests with the allies"
- synonym:
- lie ,
- rest
4. Başka bir şeyle ilgili bir yeriniz olsun
- "Bosna'nın kaderi batı'nın elinde yatıyor"
- "Sorumluluk müttefiklere aittir"
- eşanlamlı:
- yalan söylemek ,
- dinlenme
5. Be at rest
- synonym:
- rest
5. Istirahatte olmak
- eşanlamlı:
- dinlenme
6. Stay the same
- Remain in a certain state
- "The dress remained wet after repeated attempts to dry it"
- "Rest assured"
- "Stay alone"
- "He remained unmoved by her tears"
- "The bad weather continued for another week"
- synonym:
- stay ,
- remain ,
- rest
6. Aynı kalmak
- Belirli bir durumda kalmak
- "Giysi, tekrar tekrar kurumaya çalıştıktan sonra ıslak kaldı"
- "Emin ol" deyin"
- "Yalnız kalın"
- "Ağırlarından hareketsiz kaldı"
- "Kötü hava bir hafta daha devam etti"
- eşanlamlı:
- kalmak ,
- dinlenme
7. Be inherent or innate in
- synonym:
- rest ,
- reside ,
- repose
7. Doğal veya doğuştan olmak
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- ikamet
8. Put something in a resting position, as for support or steadying
- "Rest your head on my shoulder"
- synonym:
- rest
8. Destek veya sabitleme için dinlenme konumuna bir şey koyun
- "Kafanı omzuma koy"
- eşanlamlı:
- dinlenme
9. Sit, as on a branch
- "The birds perched high in the tree"
- synonym:
- perch ,
- roost ,
- rest
9. Otur, bir dalda olduğu gibi
- "Kuşlar ağacın tepesine tünemişler"
- eşanlamlı:
- levrek ,
- konaklamak ,
- dinlenme
10. Rest on or as if on a pillow
- "Pillow your head"
- synonym:
- pillow ,
- rest
10. Yastığın üzerinde ya da yastık üzerindeymiş gibi dinlenin
- "Kafanı sürgüleyin"
- eşanlamlı:
- yastık ,
- dinlenme
11. Be inactive, refrain from acting
- "The committee is resting over the summer"
- synonym:
- rest
11. Aktif olmayın, hareket etmekten kaçının
- "Komite yaz boyunca dinleniyor"
- eşanlamlı:
- dinlenme