Translation meaning & definition of the word "responsibility" into Turkish language

noun

1. The social force that binds you to the courses of action demanded by that force

• "We must instill a sense of duty in our children"

• "Every right implies a responsibility

• Every opportunity, an obligation

• Every possession, a duty"- john d.rockefeller jr

synonym:
• duty
,
• responsibility
,
• obligation

1. Sizi bu gücün talep ettiği eylem yollarına bağlayan toplumsal güç

• "Çocuklarımıza görev duygusu aşılamalıyız"

• "Her hak bir sorumluluk demektir

• Her fırsat, bir yükümlülük

• Her mülk, bir görev" - john d.rockefeller jr

eşanlamlı:
• görev
,
• sorumluluk
,
• yükümlülük

2. The proper sphere or extent of your activities

• "It was his province to take care of himself"

synonym:
• province
,
• responsibility

2. Faaliyetlerinizin uygun alanı veya kapsamı

• "Kendine bakmak onun iliydi"

eşanlamlı:
• il
,
• sorumluluk

3. A form of trustworthiness

• The trait of being answerable to someone for something or being responsible for one's conduct

• "He holds a position of great responsibility"

synonym:
• responsibility
,
• responsibleness

3. Bir çeşit güvenilirlik

• Bir şey için birine karşı sorumlu olma veya davranışından sorumlu olma özelliği

• "Büyük sorumluluk sahibi bir pozisyona sahiptir"

eşanlamlı:
• sorumluluk

Examples of using

I'm willing to accept responsibility for what happened.

Olanlar için sorumluluk kabul etmeye hazırım.

In the end, Tom had to bite the bullet and take responsibility for his actions.

Sonunda Tom kabullenmek zorunda kaldı ve yaptığı eylemlerin sorumluluğunu almak zorunda kaldı.

I take full responsibility for this.

Bunun için tam sorumluluk alıyorum.

Tom is my responsibility.

Tom benim sorumluluğum.

I can't burden Tom with that responsibility.

Ben bu sorumluluğu Tom'a yükleyemem.

All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.

Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan gurubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.

All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.

Bütün ülkeler, tüm sınırları içindeki insan grupların ecdat yadigar eserlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğu var.

The incident came in the wake of Al-Qaeda's admission of responsibility, in a statement published by the organization, for an attack that targeted the republican palace in the city of Al-Mukalla in southern Yemen and resulted in the deaths of 30 officers and soldiers.

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.

It's your responsibility to finish the job.

Bu işi bitirmek sizin sorumluluğunuz.

Taro has a really strong sense of responsibility.

Taro gerçekten güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip.

Who's taking responsibility for the loss?

Kim kayıp için sorumluluk alıyor?

Who's taking responsibility for this mess?

Bu karışıklık için kim sorumluluk alıyor?

Who's taking responsibility for this problem?

Kim bu sorun için sorumluluk alıyor?

Who's taking responsibility for this?

Bunun sorumluluğunu kim üstleniyor?

Tom and Mary share the responsibility for it.

Tom ve Mary onun sorumluluğunu paylaşıyor.

Tom has a strong sense of responsibility.

Tom'un güçlü bir sorumluluk duygusu var.

I think it's time for me to accept responsibility for that problem.

Sanırım o sorun için sorumluluk almamın zamanıdır.

He did not like responsibility.

Sorumluluktan hoşlanmazdı.

He did not like responsibility.

O, sorumluluktan hoşlanmadı.

The group claimed responsibility for the bombings.

Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.