Translation meaning & definition of the word "replace" into Turkish language

verb

1. Substitute a person or thing for (another that is broken or inefficient or lost or no longer working or yielding what is expected)

• "He replaced the old razor blade"

• "We need to replace the secretary that left a month ago"

• "The insurance will replace the lost income"

• "This antique vase can never be replaced"

synonym:
• replace

1. Bir kişiyi veya şeyi (kırılmış veya verimsiz veya kayıp veya artık çalışmayan veya bekleneni vermeyen başka bir kişi) ile değiştirin

• "Eski jilet bıçağının yerini aldı"

• "Bir ay önce ayrılan sekreteri değiştirmeliyiz"

• "Sigorta kayıp gelirin yerini alacak"

• "Bu antik vazo asla değiştirilemez"

eşanlamlı:
• değiştirmek

2. Take the place or move into the position of

• "Smith replaced miller as ceo after miller left"

• "The computer has supplanted the slide rule"

• "Mary replaced susan as the team's captain and the highest-ranked player in the school"

synonym:
• supplant
,
• replace
,
• supersede
,
• supervene upon
,
• supercede

2. Yerini alın veya konumuna geçin

• "Miller ayrıldıktan sonra smith, miller'ın yerine ceo olarak geçti"

• "Bilgisayar slayt kuralını değiştirdi"

• "Mary, susan'ın yerine takımın kaptanı ve okulun en yüksek sıradaki oyuncusu oldu"

eşanlamlı:
• rica etmek
,
• değiştirmek
,
• yerine geçmek
,
• gözetmek
,
• üstün olmak

3. Put something back where it belongs

• "Replace the book on the shelf after you have finished reading it"

• "Please put the clean dishes back in the cabinet when you have washed them"

synonym:
• replace
,
• put back

3. Bir şeyi ait olduğu yere geri koy

• "Kitabı okumayı bitirdikten sonra rafa yerleştirin"

• "Temiz bulaşıkları yıkadığınızda lütfen kabine geri koyun"

eşanlamlı:
• değiştirmek
,
• geri koymak

4. Put in the place of another

• Switch seemingly equivalent items

• "The con artist replaced the original with a fake rembrandt"

• "Substitute regular milk with fat-free milk"

• "Synonyms can be interchanged without a changing the context's meaning"

synonym:
• substitute
,
• replace
,
• interchange
,
• exchange

4. Başka birinin yerine koy

• Görünüşte eşdeğer öğeleri değiştirin

• "Konak sanatçısı orijinali sahte bir rembrandt ile değiştirdi"

• "Yağsız süt ile normal süt yerine"

• "Eş anlamlı sözcükler, bağlamın anlamını değiştirmeden değiştirilebilir"

eşanlamlı:
• ikame etmek
,
• değiştirmek
,
• takas etmek

Examples of using

We need to replace the whole unit.

Bütün üniteyi değiştirmemiz gerekiyor.

We haven't been able to find anyone to replace Tom.

Tom'un yerine koymak için birisini bulamıyoruz.

We haven't been able to find anyone to replace Tom.

Tom'un yerine koymak için herhangi birisini bulamıyoruz.

We haven't been able to find anyone to replace Tom.

Tom'un yerine koymak için hiç kimseyi bulamıyoruz.

You can't replace the comma with a period in this sentence.

Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsiniz.

You can't replace the comma with a period in this sentence.

Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsin.

I could never replace Tom.

Hiç Tom'un yerine geçemedim.

I'll replace Tom.

Tom'un yerine geçeceğim.

Where did you replace them?

Onları nerede değiştirdin?

Tom bought a new camera for Mary to replace the one he had borrowed and lost.

Tom ödünç aldığı ve kaybettiği kameranın yerine koymak için Mary'ye yeni bir kamera satın aldı.

When writing for a German newspaper, every few sentences you should replace some grammatical case with a dative, or a noun with its English translation, to make your article linguistically more interesting.

Bir Alman gazetesi için yazarken bazı gramer halini datif haliyle değiştirmen gereken her birkaç cümle ya da İngilizce çevirisi ile değiştirmen gereken bir isim dilsel olarak makaleni daha ilginç yapacaktır.

Please replace it.

Lütfen onu değiştirin.

You can also replace the mascarpone with cream.

Ayrıca krem peyniri krema ile değiştirebilirsiniz.

Please replace the empty ink cartridge in the printer.

Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.

I'd like to replace it.

Onu değiştirmek istiyorum.

Let her replace it.

O, onu değiştirsin.

I must replace that fluorescent lamp.

Floresan lambayı değiştirmeliyim.