Translation meaning & definition of the word "remainder" into Turkish language
Türk diline "kalan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Remainder
[Kalan]/rɪmendər/
noun
1. Something left after other parts have been taken away
- "There was no remainder"
- "He threw away the rest"
- "He took what he wanted and i got the balance"
- synonym:
- remainder ,
- balance ,
- residual ,
- residue ,
- residuum ,
- rest
1. Diğer parçalar alındıktan sonra kalan bir şey
- "Kalan yoktu"
- "Gerisini de attı"
- "O istediğini aldı ve ben de dengeyi sağladım"
- eşanlamlı:
- geri kalan ,
- denge ,
- kalan ,
- kalıntı ,
- dinlenme
2. The part of the dividend that is left over when the dividend is not evenly divisible by the divisor
- synonym:
- remainder
2. Temettü, bölen tarafından eşit olarak bölünemediğinde kalan temettü kısmı
- eşanlamlı:
- geri kalan
3. The number that remains after subtraction
- The number that when added to the subtrahend gives the minuend
- synonym:
- remainder ,
- difference
3. Çıkarma işleminden sonra kalan sayı
- Subtrahend'e eklendiğinde minuend veren sayı
- eşanlamlı:
- geri kalan ,
- fark
4. A piece of cloth that is left over after the rest has been used or sold
- synonym:
- end ,
- remainder ,
- remnant ,
- oddment
4. Geri kalanı kullanıldıktan veya satıldıktan sonra kalan bir bez parçası
- eşanlamlı:
- bitirmek ,
- geri kalan ,
- kalıntı ,
- tuhaflık
verb
1. Sell cheaply as remainders
- "The publisher remaindered the books"
- synonym:
- remainder
1. Geri kalanı gibi ucuza sat
- "Yayıncı kitapları kaldı"
- eşanlamlı:
- geri kalan
Examples of using
Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.
Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.