Examples of using
Tom reluctantly went home.
Tom isteksizce eve gitti.
Tom reluctantly signed the papers.
Tom evrakları isteksizce imzaladı.
Tom reluctantly gave Mary the money she asked for.
Tom istediği parayı Mary'ye isteksizce verdi.
Tom reluctantly did what Mary asked him to do.
Tom Mary'nin yapmasını istediği şeyi isteksizce yaptı
Tom reluctantly followed Mary.
Tom isteksizce Mary'yi izledi.
Tom reluctantly went.
Tom istemeden gitti.
Tom reluctantly obeyed.
Tom isteksizce itaat etti.
Tom reluctantly left.
Tom isteksizce terk etti.
Tom reluctantly agreed.
Tom isteksizce kabul etti.
Tom nodded reluctantly.
Tom isteksizce başını salladı.
Tom reluctantly let Mary into his house.
Tom Mary'i isteksizce evine kabul etti.
He reluctantly went to see her.
Onu görmeye isteksiz olarak gitti.
She went to see him reluctantly.
O, isteksizce onu görmeye gitti.
She reluctantly agreed to our proposal.
Teklifimizi isteksizce kabul etti.
He reluctantly agreed to my proposal.
O isteksizce önerimi kabul etti.
He took the job reluctantly.
İşi istemeyerek aldı.
The thief reluctantly admitted his guilt.
Hırsız istemeyerek suçunu itiraf etti.
