Translation meaning & definition of the word "relieve" into Turkish language
Türk diline "dinle" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Relieve
[Rahatlatmak]verb
1. Provide physical relief, as from pain
- "This pill will relieve your headaches"
- synonym:
- relieve ,
- alleviate ,
- palliate ,
- assuage
1. Ağrı gibi fiziksel rahatlama sağlayın
- "Bu hap baş ağrılarını dindirecek"
- eşanlamlı:
- rahatlatmak ,
- hafifletmek
2. Free someone temporarily from his or her obligations
- synonym:
- take over ,
- relieve
2. Birini geçici olarak yükümlülüklerinden kurtarın
- eşanlamlı:
- devralmak ,
- rahatlatmak
3. Grant relief or an exemption from a rule or requirement to
- "She exempted me from the exam"
- synonym:
- exempt ,
- relieve ,
- free
3. Yardım veya bir kural veya gereklilikten muafiyet vermek
- "Beni sınavdan muaf tuttu"
- eşanlamlı:
- muaf ,
- rahatlatmak ,
- bedava
4. Lessen the intensity of or calm
- "The news eased my conscience"
- "Still the fears"
- synonym:
- still ,
- allay ,
- relieve ,
- ease
4. Sakin veya sakin yoğunluğunu azaltın
- "Haberler vicdanımı rahatlattı"
- "Hala korkuları"
- eşanlamlı:
- hâlâ ,
- hafifletmek ,
- rahatlatmak ,
- kolaylık
5. Save from ruin, destruction, or harm
- synonym:
- salvage ,
- salve ,
- relieve ,
- save
5. Yıkımdan, yıkımdan veya zarardan kurtulun
- eşanlamlı:
- kurtarmak ,
- teselli ,
- rahatlatmak ,
- kaydet
6. Relieve oneself of troubling information
- synonym:
- unbosom ,
- relieve
6. Rahatsız edici bilgilerden kurtulmak
- eşanlamlı:
- dökmek ,
- rahatlatmak
7. Provide relief for
- "Remedy his illness"
- synonym:
- remedy ,
- relieve
7. Rahatlatmak
- "Hastalıklarını düzeltti"
- eşanlamlı:
- çare ,
- rahatlatmak
8. Free from a burden, evil, or distress
- synonym:
- relieve
8. Bir yük, kötülük veya sıkıntıdan arınmış
- eşanlamlı:
- rahatlatmak
9. Take by stealing
- "The thief relieved me of $100"
- synonym:
- relieve
9. Çalarak almak
- "Hırsız beni $100'den rahatlattı"
- eşanlamlı:
- rahatlatmak
10. Grant exemption or release to
- "Please excuse me from this class"
- synonym:
- excuse ,
- relieve ,
- let off ,
- exempt
10. Muafiyet veya serbest bırakma vermek
- "Lütfen bu dersten beni bağışlayın"
- eşanlamlı:
- özür ,
- rahatlatmak ,
- serbest bırakmak ,
- muaf
11. Alleviate or remove (pressure or stress) or make less oppressive
- "Relieve the pressure and the stress"
- "Lighten the burden of caring for her elderly parents"
- synonym:
- relieve ,
- lighten
11. Hafifletmek veya kaldırmak (basınç veya stres) veya daha az baskıcı olun
- "Basınç ve stresi azaltın"
- "Yaşlı ebeveynlerine bakma yükünü hafiflet"
- eşanlamlı:
- rahatlatmak ,
- hafifletmek