Translation meaning & definition of the word "relief" into Turkish language
Türk diline "rölyef" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Relief
[Rahatlatma]noun
1. The feeling that comes when something burdensome is removed or reduced
- "As he heard the news he was suddenly flooded with relief"
- synonym:
- relief ,
- alleviation ,
- assuagement
1. Külfetli bir şey kaldırıldığında veya azaltıldığında gelen duygu
- "Haberini duyduğu gibi aniden rahatlama ile doldu"
- eşanlamlı:
- rahatlatma ,
- hafifleme ,
- hafifletme
2. The condition of being comfortable or relieved (especially after being relieved of distress)
- "He enjoyed his relief from responsibility"
- "Getting it off his conscience gave him some ease"
- synonym:
- relief ,
- ease
2. Rahat olma veya rahatlama durumu (özellikle sıkıntıdan kurtulduktan sonra)
- "Sorumluluktan kurtulmaktan zevk aldı"
- "Bunu vicdanından uzaklaştırmak onu biraz rahatlattı"
- eşanlamlı:
- rahatlatma ,
- kolaylık
3. (law) redress awarded by a court
- "Was the relief supposed to be protection from future harm or compensation for past injury?"
- synonym:
- relief
3. (hukuk) bir mahkeme tarafından verilen tazminat
- "Rahatlamanın gelecekteki zararlardan korunma mı yoksa geçmiş yaralanmalar için tazminat mı olması gerekiyordu?"
- eşanlamlı:
- rahatlatma
4. Someone who takes the place of another (as when things get dangerous or difficult)
- "The star had a stand-in for dangerous scenes"
- "We need extra employees for summer fill-ins"
- synonym:
- stand-in ,
- substitute ,
- relief ,
- reliever ,
- backup ,
- backup man ,
- fill-in
4. Başkasının yerini alan biri (şeyler tehlikeli veya zorlaştığında olduğu gibi)
- "Yıldız tehlikeli sahneler için bir stand-in vardı"
- "Yaz dolguları için ekstra çalışanlara ihtiyacımız var"
- eşanlamlı:
- benzer ,
- ikame etmek ,
- rahatlatma ,
- rahatlatıcı ,
- yedek ,
- yedek adam ,
- doldurma
5. Assistance in time of difficulty
- "The contributions provided some relief for the victims"
- synonym:
- relief ,
- succor ,
- succour ,
- ministration
5. Zorluk anında yardım
- "Katkılar kurbanlar için biraz rahatlama sağladı"
- eşanlamlı:
- rahatlatma ,
- yardım ,
- hizmet
6. A pause for relaxation
- "People actually accomplish more when they take time for short rests"
- synonym:
- respite ,
- rest ,
- relief ,
- rest period
6. Rahatlama için bir duraklama
- "İnsanlar aslında kısa dinlenmeler için zaman ayırdıklarında daha fazlasını başarırlar"
- eşanlamlı:
- dinlenme ,
- rahatlatma ,
- dinlenme süresi
7. A change for the better
- synonym:
- easing ,
- moderation ,
- relief
7. Daha iyisi için bir değişiklik
- eşanlamlı:
- hafifletme ,
- ılımlılık ,
- rahatlatma
8. Aid for the aged or indigent or handicapped
- "He has been on relief for many years"
- synonym:
- relief
8. Yaşlı ya da yoksul ya da özürlüler için yardım
- "Uzun yıllar rahatlama yaşadı"
- eşanlamlı:
- rahatlatma
9. The act of reducing something unpleasant (as pain or annoyance)
- "He asked the nurse for relief from the constant pain"
- synonym:
- easing ,
- easement ,
- alleviation ,
- relief
9. Hoş olmayan bir şeyi azaltma eylemi (acı veya sıkıntı olarak)
- "Hemşireden sürekli acıdan kurtulmasını istedi"
- eşanlamlı:
- hafifletme ,
- kolaylık ,
- hafifleme ,
- rahatlatma
10. Sculpture consisting of shapes carved on a surface so as to stand out from the surrounding background
- synonym:
- relief ,
- relievo ,
- rilievo ,
- embossment ,
- sculptural relief
10. Çevredeki arka plandan öne çıkacak şekilde bir yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel
- eşanlamlı:
- rahatlatma ,
- kabartma ,
- rilievo ,
- heykeltraş kabartma
11. The act of freeing a city or town that has been besieged
- "He asked for troops for the relief of atlanta"
- synonym:
- relief
11. Kuşatılmış bir şehri veya kasabayı kurtarma eylemi
- "Atlanta'nın rahatlaması için asker istedi"
- eşanlamlı:
- rahatlatma