Translation meaning & definition of the word "relentless" into Turkish language
Türk diline "acımasız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Relentless
[Acımasız]/rɪlɛntlɪs/
adjective
1. Not to be placated or appeased or moved by entreaty
- "Grim determination"
- "Grim necessity"
- "Russia's final hour, it seemed, approached with inexorable certainty"
- "Relentless persecution"
- "The stern demands of parenthood"
- synonym:
- grim ,
- inexorable ,
- relentless ,
- stern ,
- unappeasable ,
- unforgiving ,
- unrelenting
1. Entreati ile yatıştırılmamalı veya yatıştırılmamalı veya taşınmamalıdır
- "Grim kararlılığı"
- "Grim gerekliliği"
- "Rusya'nın son saati, görünüşe göre, kaçınılmaz bir kesinlikle yaklaştı"
- "Acımasız zulüm"
- "Ebeveynliğin sert talepleri"
- eşanlamlı:
- korkunç ,
- amansız ,
- acımasız ,
- sert ,
- affetmez ,
- gevşemeyen
2. Never-ceasing
- "The relentless beat of the drums"
- synonym:
- persistent ,
- relentless ,
- unrelenting
2. Durmayan
- "Davulların acımasız ritmi"
- eşanlamlı:
- kalıcı ,
- acımasız ,
- gevşemeyen
Examples of using
They're relentless.
Onlar acımasızlar.
Tom is relentless.
Tom acımasız.