Translation meaning & definition of the word "relate" into Turkish language
Türk diline "ilişki" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Relate
[Ilişkilendirmek]/rɪlet/
verb
1. Make a logical or causal connection
- "I cannot connect these two pieces of evidence in my mind"
- "Colligate these facts"
- "I cannot relate these events at all"
- synonym:
- associate ,
- tie in ,
- relate ,
- link ,
- colligate ,
- link up ,
- connect
1. Mantıksal veya nedensel bir bağlantı kurun
- "Bu iki kanıt parçasını aklımda tutamıyorum"
- "Bu gerçekleri birleştirin"
- "Bu olayları hiç ilişkilendiremiyorum"
- eşanlamlı:
- ortak ,
- ilişki kurmak ,
- ilişkilendirmek ,
- bağlantı ,
- birleştirmek ,
- bağlantı kurmak ,
- bağlamak
2. Be relevant to
- "There were lots of questions referring to her talk"
- "My remark pertained to your earlier comments"
- synonym:
- refer ,
- pertain ,
- relate ,
- concern ,
- come to ,
- bear on ,
- touch ,
- touch on ,
- have-to doe with
2. Alakalı olmak
- "Onun konuşmasına değinen bir sürü soru vardı"
- "Benim yorumum önceki yorumlarınızla ilgiliydi"
- eşanlamlı:
- değinmek ,
- yakışmak ,
- ilişkilendirmek ,
- endişe ,
- gelmek ,
- dayanmak ,
- dokunmak ,
- etkilemek ,
- yapmak zorunda olmak
3. Give an account of
- "The witness related the events"
- synonym:
- relate
3. Hesap vermek
- "Tanık olayları ilişkilendirdi"
- eşanlamlı:
- ilişkilendirmek
4. Be in a relationship with
- "How are these two observations related?"
- synonym:
- relate ,
- interrelate
4. Biriyle ilişkisi olmak
- "Bu iki gözlem nasıl ilişkilidir?"
- eşanlamlı:
- ilişkilendirmek ,
- ilişki kurmak
5. Have or establish a relationship to
- "She relates well to her peers"
- synonym:
- relate
5. Bir ilişki kurmak veya kurmak
- "Akranlarıyla iyi ilişki kurar"
- eşanlamlı:
- ilişkilendirmek
Examples of using
I can relate to that.
Onunla ilgilenebilirim.