Translation meaning & definition of the word "red" into Turkish language
Türk diline "kırmızı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Red
[Kırmızı]noun
1. Red color or pigment
- The chromatic color resembling the hue of blood
- synonym:
- red ,
- redness
1. Kırmızı renk veya pigment
- Kan tonuna benzeyen kromatik renk
- eşanlamlı:
- kırmızı ,
- kırmızılık
2. A tributary of the mississippi river that flows eastward from texas along the southern boundary of oklahoma and through louisiana
- synonym:
- Red ,
- Red River
2. Mississippi nehri'nin oklahoma'nın güney sınırı boyunca teksas'tan doğuya doğru ve louisiana'dan akan bir kolu
- eşanlamlı:
- Kırmızı ,
- Kızıl Nehir
3. Emotionally charged terms used to refer to extreme radicals or revolutionaries
- synonym:
- Bolshevik ,
- Marxist ,
- red ,
- bolshie ,
- bolshy
3. Aşırı radikalleri veya devrimcileri ifade etmek için kullanılan duygusal olarak yüklü terimler
- eşanlamlı:
- Bolşevik ,
- Marksist ,
- kırmızı ,
- bolshie
4. The amount by which the cost of a business exceeds its revenue
- "The company operated at a loss last year"
- "The company operated in the red last year"
- synonym:
- loss ,
- red ink ,
- red
4. Bir işletmenin maliyetinin gelirini aştığı tutar
- "Şirket geçen yıl bir kayıpla faaliyet gösterdi"
- "Şirket geçen yıl kırmızı renkte faaliyet gösterdi"
- eşanlamlı:
- kayıp ,
- kırmızı mürekkep ,
- kırmızı
adjective
1. Of a color at the end of the color spectrum (next to orange)
- Resembling the color of blood or cherries or tomatoes or rubies
- synonym:
- red ,
- reddish ,
- ruddy ,
- blood-red ,
- carmine ,
- cerise ,
- cherry ,
- cherry-red ,
- crimson ,
- ruby ,
- ruby-red ,
- scarlet
1. Renk spektrumunun sonundaki bir rengin (turuncu yanında)
- Kan veya kiraz veya domates veya yakut rengini andıran
- eşanlamlı:
- kırmızı ,
- kırmızımsı ,
- kan kırmızısı ,
- karmin ,
- kiraz ağacı ,
- kızarmak ,
- ruby
2. Characterized by violence or bloodshed
- "Writes of crimson deeds and barbaric days"- andrea parke
- "Fann'd by conquest's crimson wing"- thomas gray
- "Convulsed with red rage"- hudson strode
- synonym:
- crimson ,
- red ,
- violent
2. Şiddet veya kan dökme ile karakterizedir
- "Kızıl işler ve barbarca günler yazıyor" - andrea parke
- "Fann'd by conquest'in kırmızı kanadı" - thomas gray
- "Kırmızı öfkeyle kıvrandı" - hudson strode
- eşanlamlı:
- kızarmak ,
- kırmızı ,
- şiddetli
3. (especially of the face) reddened or suffused with or as if with blood from emotion or exertion
- "Crimson with fury"
- "Turned red from exertion"
- "With puffy reddened eyes"
- "Red-faced and violent"
- "Flushed (or crimson) with embarrassment"
- synonym:
- crimson ,
- red ,
- reddened ,
- red-faced ,
- flushed
3. (özellikle yüzün) duygu veya efordan kanla veya sanki kızarmış veya boğulmuş
- "Crimson with fury"
- "Efordan kırmızıya döndü"
- "Kabarık kızarmış gözlerle"
- "Kırmızı yüzlü ve saldırgan"
- "Utançla kızarmış (veya kızıl)"
- eşanlamlı:
- kızarmak ,
- kırmızı ,
- kırmızılaştı ,
- kırmızı yüzlü ,
- kızaran