Translation meaning & definition of the word "recorder" into Turkish language
Türk diline "kaydedici" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Recorder
[Kaydedici]/rɪkɔrdər/
noun
1. Equipment for making records
- synonym:
- recorder ,
- recording equipment ,
- recording machine
1. Kayıt yapmak için ekipman
- eşanlamlı:
- kaydedici ,
- kayıt ekipmanları ,
- kayıt makinesi
2. Someone responsible for keeping records
- synonym:
- registrar ,
- record-keeper ,
- recorder
2. Kayıt tutmakla sorumlu biri
- eşanlamlı:
- kayıt memuru ,
- rekortmen ,
- kaydedici
3. A barrister or solicitor who serves as part-time judge in towns or boroughs
- synonym:
- recorder
3. Kasabalarda veya ilçelerde yarı zamanlı yargıç olarak görev yapan bir avukat veya avukat
- eşanlamlı:
- kaydedici
4. A tubular wind instrument with 8 finger holes and a fipple mouthpiece
- synonym:
- fipple flute ,
- fipple pipe ,
- recorder ,
- vertical flute
4. 8 parmak deliği ve bir fipel ağızlığı olan boru şeklindeki bir nefesli alet
- eşanlamlı:
- fipel flüt ,
- fipel boru ,
- kaydedici ,
- dikey flüt
Examples of using
There was a tape recorder on the table.
Masanın üstünde bir teyp vardı.
The tape recorder was on the table.
Teyp masanın üstündeydi.
My cassette tape recorder needs fixing.
Benim teybin onarılmaya ihtiyacı var.