Translation meaning & definition of the word "reclusive" into Turkish language
Türk diline "reclusive" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Reclusive
[Tekrarlayan]/rɪklusɪv/
adjective
1. Withdrawn from society
- Seeking solitude
- "Lived an unsocial reclusive life"
- synonym:
- recluse ,
- reclusive ,
- withdrawn
1. Toplumdan uzaklaştırılmış
- Yalnızlık arayışı
- "Sosyal olmayan münzevi bir hayat yaşadı"
- eşanlamlı:
- keşiş ,
- münzevi ,
- geri alınmış
2. Providing privacy or seclusion
- "The cloistered academic world of books"
- "Sat close together in the sequestered pergola"
- "Sitting under the reclusive calm of a shade tree"
- "A secluded romantic spot"
- synonym:
- cloistered ,
- reclusive ,
- secluded ,
- sequestered
2. Gizlilik veya inzivaya çekilme
- "Kitapların kapalı akademik dünyası"
- "Secestered pergola'da birbirine yakın oturun"
- "Bir gölge ağacının münzevi sakinliği altında oturmak"
- "Kusursuz romantik bir yer"
- eşanlamlı:
- kapalı ,
- münzevi