Translation meaning & definition of the word "reckon" into Turkish language
Türk diline "reckon" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Reckon
[Saymak]/rɛkən/
verb
1. Expect, believe, or suppose
- "I imagine she earned a lot of money with her new novel"
- "I thought to find her in a bad state"
- "He didn't think to find her in the kitchen"
- "I guess she is angry at me for standing her up"
- synonym:
- think ,
- opine ,
- suppose ,
- imagine ,
- reckon ,
- guess
1. Bekle, inan ya da varsay
- "Yeni romanıyla çok para kazandığını düşünüyorum"
- "Onu kötü bir durumda bulmayı düşündüm"
- "Onu mutfakta bulmayı düşünmedi"
- "Sanırım onu ayağa kaldırdığım için bana kızgın"
- eşanlamlı:
- düşünmek ,
- varsaymak ,
- hayal etmek ,
- saymak ,
- tahmin etmek
2. Judge to be probable
- synonym:
- calculate ,
- estimate ,
- reckon ,
- count on ,
- figure ,
- forecast
2. Yargıç muhtemel olmak
- eşanlamlı:
- hesaplamak ,
- tahmin etmek ,
- saymak ,
- güvenmek ,
- figür ,
- tahmin
3. Deem to be
- "She views this quite differently from me"
- "I consider her to be shallow"
- "I don't see the situation quite as negatively as you do"
- synonym:
- see ,
- consider ,
- reckon ,
- view ,
- regard
3. Zannetmek
- "Bunu benden çok farklı görüyor"
- "Onu sığ biri olarak görüyorum"
- "Durumu senin kadar olumsuz görmüyorum"
- eşanlamlı:
- görmek ,
- düşünmek ,
- saymak ,
- görünüm ,
- dikkate almak
4. Make a mathematical calculation or computation
- synonym:
- calculate ,
- cipher ,
- cypher ,
- compute ,
- work out ,
- reckon ,
- figure
4. Matematiksel bir hesaplama veya hesaplama yapın
- eşanlamlı:
- hesaplamak ,
- şifre ,
- şifreli ,
- çözmek ,
- saymak ,
- figür
5. Have faith or confidence in
- "You can count on me to help you any time"
- "Look to your friends for support"
- "You can bet on that!"
- "Depend on your family in times of crisis"
- synonym:
- count ,
- bet ,
- depend ,
- look ,
- calculate ,
- reckon
5. İnançlı olun veya güven
- "İstediğin zaman sana yardım edeceğime güvenebilirsin"
- "Destek için arkadaşlarınıza bakın"
- "Buna bahse girebilirsin!"
- "Kriz zamanlarında ailene bağlı"
- eşanlamlı:
- saymak ,
- bahis ,
- bağlı olmak ,
- bakmak ,
- hesaplamak
6. Take account of
- "You have to reckon with our opponents"
- "Count on the monsoon"
- synonym:
- reckon ,
- count
6. Dikkate almak
- "Karşıtlarımızla hesaplaşmak zorundasın"
- "Muson üzerindeki sayı"
- eşanlamlı:
- saymak
Examples of using
I reckon Tom will be interested.
Bence Tom ilgilenecek.
I reckon Tom will be interested.
Sanırım Tom ilgilenecek.
I reckon it's time for us to leave.
Sanırım bizim için gitme zamanı geldi.