Translation meaning & definition of the word "receipt" into Turkish language

noun

1. The act of receiving

synonym:
• reception
,
• receipt

1. Kabul etme eylemi

eşanlamlı:
• resepsiyon
,
• makbuz

2. An acknowledgment (usually tangible) that payment has been made

synonym:
• receipt

2. Ödemenin yapıldığına dair bir onay (genellikle somut)

eşanlamlı:
• makbuz

verb

1. Report the receipt of

• "The program committee acknowledged the submission of the authors of the paper"

synonym:
• acknowledge
,
• receipt

1. Aldığını bildirmek

• "Program komitesi, makalenin yazarlarının sunulmasını kabul etti"

eşanlamlı:
• kabul etmek
,
• makbuz

2. Mark or stamp as paid

synonym:
• receipt

2. Ücretli olarak işaretle veya damga

eşanlamlı:
• makbuz

Examples of using

Be sure to get a receipt.

Bir makbuz almayı unutma.

I faxed Tom a copy of my receipt.

Faturamın bir kopyasını Tom'a faksladım.

Where is the receipt?

Fiş nerede?

Tom asked for a receipt.

Tom bir dekont istedi.

I have a receipt.

Bir makbuzum var.

Don't forget the receipt.

Fişini unutma.

May I have a receipt?

Ben bir makbuz alabilir miyim.

Make sure you save the receipt.

Makbuzu mutlaka saklayın.

I'd like a receipt, please.

Bir makbuz istiyorum, lütfen.

Enclosed is a copy of the bank transfer receipt.

Banka dekontunun bir kopyası eklidir.

We need a signed receipt.

İmzalı bir makbuza ihtiyacımız var.

Here's my receipt.

İşte benim makbuz.

Please wait a moment while I write out your receipt.

Ben fişinizi yazarken siz de lütfen bekleyin/iz.