Translation meaning & definition of the word "rear" into Turkish language
Türk diline "arka" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Rear
[Arka]noun
1. The back of a military formation or procession
- "Infantrymen were in the rear"
- synonym:
- rear
1. Askeri bir oluşumun veya alayın arkası
- "Piyade adamlar arkadaydı"
- eşanlamlı:
- arka
2. The side of an object that is opposite its front
- "His room was toward the rear of the hotel"
- synonym:
- rear ,
- backside ,
- back end
2. Bir nesnenin önünün karşısında olan tarafı
- "Odası otelin arkasına doğru gidiyordu"
- eşanlamlı:
- arka ,
- arka taraf ,
- arka uç
3. The part of something that is furthest from the normal viewer
- "He stood at the back of the stage"
- "It was hidden in the rear of the store"
- synonym:
- back ,
- rear
3. Normal izleyiciden en uzak olan bir şeyin parçası
- "Sahnenin arkasında durdu"
- "Mağazanın arkasına gizlenmişti"
- eşanlamlı:
- geriye ,
- arka
4. The fleshy part of the human body that you sit on
- "He deserves a good kick in the butt"
- "Are you going to sit on your fanny and do nothing?"
- synonym:
- buttocks ,
- nates ,
- arse ,
- butt ,
- backside ,
- bum ,
- buns ,
- can ,
- fundament ,
- hindquarters ,
- hind end ,
- keister ,
- posterior ,
- prat ,
- rear ,
- rear end ,
- rump ,
- stern ,
- seat ,
- tail ,
- tail end ,
- tooshie ,
- tush ,
- bottom ,
- behind ,
- derriere ,
- fanny ,
- ass
4. İnsan vücudunun üzerinde oturduğunuz etli kısmı
- "Kıçında iyi bir tekmeyi hak ediyor"
- "Fannenin üzerine oturup hiçbir şey yapmayacak mısın?"
- eşanlamlı:
- kalça ,
- kabaetler ,
- göt ,
- kıç ,
- arka taraf ,
- çörek ,
- edebilmek ,
- temel ,
- butlar ,
- arka uç ,
- keister ,
- arka ,
- gevezelik etmek ,
- sert ,
- koltuk ,
- kuyruk ,
- toshie ,
- fışkırmak ,
- alttaki ,
- geride ,
- derrier
5. The side that goes last or is not normally seen
- "He wrote the date on the back of the photograph"
- synonym:
- rear ,
- back
5. Son giden ya da normalde görülmeyen taraf
- "Fotoğrafın arkasındaki tarihi yazdı"
- eşanlamlı:
- arka ,
- geriye
verb
1. Stand up on the hind legs, of quadrupeds
- "The horse reared in terror"
- synonym:
- rear ,
- rise up
1. Dört ayaklı arka ayaklar üzerinde ayağa kalk
- "At dehşet içinde büyüdü"
- eşanlamlı:
- arka ,
- yükselmek
2. Bring up
- "Raise a family"
- "Bring up children"
- synonym:
- rear ,
- raise ,
- bring up ,
- nurture ,
- parent
2. Kaldırmak
- "Bir aile yetiştirin"
- "Çocuk yetiştirmek"
- eşanlamlı:
- arka ,
- yükseltmek ,
- kaldırmak ,
- yetiştirmek ,
- ebeveyn
3. Rise up
- "The building rose before them"
- synonym:
- rise ,
- lift ,
- rear
3. Yükselmek
- "Bina önlerinde yükseldi"
- eşanlamlı:
- yükselmek ,
- kaldırma ,
- arka
4. Cause to rise up
- synonym:
- rear ,
- erect
4. Yükselmek
- eşanlamlı:
- arka ,
- dikleşmek
5. Construct, build, or erect
- "Raise a barn"
- synonym:
- raise ,
- erect ,
- rear ,
- set up ,
- put up
5. Inşa et, inşa et veya inşa et
- "Bir ahır canlandırın"
- eşanlamlı:
- yükseltmek ,
- dikleşmek ,
- arka ,
- kurmak ,
- kaldırmak
adjective
1. Located in or toward the back or rear
- "The chair's rear legs"
- "The rear door of the plane"
- "On the rearward side"
- synonym:
- rear(a) ,
- rearward(a)
1. Arkaya veya arkaya doğru veya arkaya doğru bulunur
- "Sandalyenin arka bacakları"
- "Uçağın arka kapısı"
- "Arka tarafta"
- eşanlamlı:
- arka(a) ,
- ileri(a)