That's the reality.
Gerçek olan bu.
In reality, the explanation is a bit more complicated than this, but you get the gist.
Gerçekte, açıklama bundan biraz daha karmaşıktır, ancak ana fikri anladınız.
Tom likes reality TV.
Tom realite TV'yi sever.
Let's face reality.
Gerçekle yüzleşelim.
Your argument is not based in reality.
Tartışmanız gerçeğe dayanmıyor.
She looks young, but in reality she's over 40.
Genç görünüyor ama gerçekte 40 yaşın üzerinde.
Who's your favorite reality TV star?
En sevdiğin reality TV yıldızı kim?
Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.
Ebeveynler yeni nesle gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinden koşmakla meşgul bir nesil olarak bakıyor.
He is wealthy in appearance but not in reality.
Görünüşte zengin ama gerçekte değil.
His dream has become a reality.
Hayali gerçeğe dönüştü.
You should face reality.
Gerçekle yüzleşmelisin.
Can't you divorce fantasy from reality?
Fanteziyi gerçeklikten ayıramaz mısın?
You ought to face the stark reality.
Kesin gerçekle yüzleşmelisin.
It's time you faced reality.
Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi.
Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
Çünkü bu savaşa neden olan, savaşı günlük gerçekliğimiz haline getiren siyasettir.
Mary's dream of going abroad finally became a reality.
Mary'nin yurt dışına çıkma hayali sonunda gerçeğe dönüştü.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.