I'd rather be with you than anyone else.
Başka biri olmaktansa seninle olmayı tercih ederim.
Tom would rather speak French.
Tom Fransızca konuşmayı tercih ederdi.
The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Gerçek keşif yolculuğu yeni manzaraları keşfetmekten değil, yeni gözlerle görmekten ibarettir.
I'd rather die than do that.
Bunu yapmaktansa ölmeyi tercih ederim.
I think I'd rather walk.
Sanırım yürümeyi tercih ederim.
I think I'd rather not know.
sanırım bilmemeyi tercih ederim.
I think I'd rather not eat that.
Sanırım onu yememeyi tercih ederim.
I think I'd rather not do that.
Sanırım bunu yapmamayı tercih ederim.
I think I'd rather just go home.
Sanırım sadece eve gitmeyi tercih ederim.
Tom would rather stay.
Tom kalmayı tercih ederdi.
I'd rather walk.
Yürümeyi tercih ederim.
I'd rather stay.
Kalmayı tercih ederim.
I'd rather die.
Ölmeyi tercih ederim.
You're rather good.
Oldukça iyisin.
I'd rather be alone.
Yalnız kalmayı tercih ederim.
It is rather sad to see people who can't even use their mother tongue correctly.
Ana dilini bile doğru kullanamayan insanları görmek oldukça üzücü.
I'd rather peel potatoes with a potato peeler than with an ordinary knife.
Patatesleri sıradan bir bıçakla soymaktansa patates soyucuyla soymayı tercih ederim.
It's rather ironic.
Oldukça ironik.
Would you rather be fat and ugly or thin and sexy?
Şişman ve çirkin olmayı mı yoksa zayıf ve seksi olmayı mı tercih edersin?
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.