Translation meaning & definition of the word "rare" into Turkish language
Türk diline "nadir" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Rare
[Nadir]/rɛr/
adjective
1. Not widely known
- Especially valued for its uncommonness
- "A rare word"
- "Rare books"
- synonym:
- rare
1. Yaygın olarak bilinmiyor
- Özellikle nadirliği nedeniyle değerlenir
- "Nadir bir kelime"
- "Nadir kitaplar"
- eşanlamlı:
- nadir
2. Recurring only at long intervals
- "A rare appearance"
- "Total eclipses are rare events"
- synonym:
- rare
2. Sadece uzun aralıklarla tekrarlanır
- "Nadir bir görünüm"
- "Toplam tutulmalar nadir olaylardır"
- eşanlamlı:
- nadir
3. Not widely distributed
- "Rare herbs"
- "Rare patches of green in the desert"
- synonym:
- rare
3. Yaygın olarak dağıtılmamıştır
- "Nadir otlar"
- "Çölde nadir yeşil lekeler"
- eşanlamlı:
- nadir
4. Having low density
- "Rare gasses"
- "Lightheaded from the rarefied mountain air"
- synonym:
- rare ,
- rarefied ,
- rarified
4. Düşük yoğunluğa sahip
- "Nadir gazlar"
- "Nadir dağ havasından aydınlık"
- eşanlamlı:
- nadir ,
- nadir bulunan ,
- rarifiye
5. Marked by an uncommon quality
- Especially superlative or extreme of its kind
- "What is so rare as a day in june"-j.r.lowell
- "A rare skill"
- "An uncommon sense of humor"
- "She was kind to an uncommon degree"
- synonym:
- rare ,
- uncommon
5. Nadir bir kalite ile işaretlenmiştir
- Özellikle üstün veya türünün aşırı
- "Haziran'da bir gün kadar nadir olan şey"-j.r.lowell
- "Nadir bir yetenek"
- "Sıradışı bir mizah anlayışı"
- "Yaygın olmayan derecede nazikti"
- eşanlamlı:
- nadir ,
- olağandışı
6. (of meat) cooked a short time
- Still red inside
- "Rare roast beef"
- synonym:
- rare
6. (et) kısa bir süre pişirilir
- İçerisi hala kırmızı
- "Nadir kızarmış sığır eti"
- eşanlamlı:
- nadir
Examples of using
That's very rare.
Bu çok nadir.
It's very rare.
Bu çok nadir.
It's so rare.
Çok nadir.