Translation meaning & definition of the word "ram" into Turkish language
Türk diline "ram" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Ram
[Vurmak]noun
1. The most common computer memory which can be used by programs to perform necessary tasks while the computer is on
- An integrated circuit memory chip allows information to be stored or accessed in any order and all storage locations are equally accessible
- synonym:
- random-access memory ,
- random access memory ,
- random memory ,
- RAM ,
- read/write memory
1. Bilgisayar açıkken gerekli görevleri gerçekleştirmek için programlar tarafından kullanılabilecek en yaygın bilgisayar belleği
- Entegre bir devre bellek yongası, bilgilerin herhangi bir sırada depolanmasına veya erişilmesine izin verir ve tüm depolama konumlarına eşit olarak erişilebilir
- eşanlamlı:
- rastgele erişimli bellek ,
- rastgele erişim belleği ,
- rastgele bellek ,
- VURMAK ,
- hafızayı oku/yaz
2. (astrology) a person who is born while the sun is in aries
- synonym:
- Aries ,
- Ram
2. (astroloji) güneş koç'ta iken doğan kişi
- eşanlamlı:
- Aries ,
- Vurmak
3. The first sign of the zodiac which the sun enters at the vernal equinox
- The sun is in this sign from about march 21 to april 19
- synonym:
- Aries ,
- Aries the Ram ,
- Ram
3. Güneşin vernal ekinoksta girdiği zodyakın ilk işareti
- Güneş, yaklaşık 21 mart - 19 nisan tarihleri arasında bu burçtadır
- eşanlamlı:
- Aries ,
- Koç Ram ,
- Vurmak
4. A tool for driving or forcing something by impact
- synonym:
- ram
4. Bir şeyi çarpma yoluyla sürmek veya zorlamak için bir araç
- eşanlamlı:
- vurmak
5. Uncastrated adult male sheep
- "A british term is `tup'"
- synonym:
- ram ,
- tup
5. Yetişkin erkek koyun
- "İngilizce bir terim `tup'"
- eşanlamlı:
- vurmak ,
- tos vurmak
verb
1. Strike or drive against with a heavy impact
- "Ram the gate with a sledgehammer"
- "Pound on the door"
- synonym:
- ram ,
- ram down ,
- pound
1. Ağır bir etki ile vurun veya sürün
- "Kapıyı balyozla sıkıştırın"
- "Kapıdaki kiloluk"
- eşanlamlı:
- vurmak ,
- çarpmak ,
- pound
2. Force into or from an action or state, either physically or metaphorically
- "She rammed her mind into focus"
- "He drives me mad"
- synonym:
- force ,
- drive ,
- ram
2. Fiziksel veya mecazi olarak bir eylem veya duruma zorla veya ondan
- "Aklını odaklamaya zorladı"
- "Beni delirtiyor" dedi"
- eşanlamlı:
- kuvvet ,
- sürmek ,
- vurmak
3. Undergo damage or destruction on impact
- "The plane crashed into the ocean"
- "The car crashed into the lamp post"
- synonym:
- crash ,
- ram
3. Darbe üzerinde hasar veya tahribat geçirir
- "Uçak okyanusa düştü"
- "Araba lamba direğine çarptı"
- eşanlamlı:
- çarpmak ,
- vurmak
4. Crowd or pack to capacity
- "The theater was jampacked"
- synonym:
- jam ,
- jampack ,
- ram ,
- chock up ,
- cram ,
- wad
4. Kalabalık veya kapasiteye paketleyin
- "Tiyatro çok sıkışmıştı"
- eşanlamlı:
- sıkmak ,
- sırt ,
- vurmak ,
- tıkamak ,
- kocakarı ,
- tıpa