Examples of using
It was rainy yesterday.
Dün hava yağmurluydu.
I hate rainy days.
Yağmurlu günlerden nefret ediyorum.
I hate rainy days.
Yağmurlu günlerden nefret ederim.
The weather is rainy.
Hava yağmurlu.
It'll soon be the rainy season.
Yağmurlu mevsim yaklaşıyor.
It was during the rainy season three years ago that Tom first met Mary.
Tom Mary ile üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında ilk kez karşılaştı.
It was during the rainy season three years ago that Tom first met Mary.
Üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında Tom ilk kez Mary ile karşılaştı.
Tom doesn't like the rainy season.
Tom yağışlı sezonu sevmez.
It seems like the rainy season is finally over.
Yağışlı sezon nihayet bitti gibi görünüyor.
She misses him, especially on rainy days.
O, onu özlüyor, özellikle yağmurlu günlerde.
Election day was cold and rainy.
Seçim günü soğuk ve yağışlıydı.
Millions long for immortality who do not know what to do with themselves on a rainy Sunday afternoon.
Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.
Is it rainy?
Hava yağışlı mı?
I'm afraid it will be rainy tomorrow.
Maalesef yarın yağmurlu olacak.
The day she started for Paris was rainy.
Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
When will the rainy season be over?
Yağışlı sezon ne zaman bitecek?
I wonder when the rainy season will end.
Yağışlı sezonun ne zaman biteceğini merak ediyorum.
When does the rainy season in Japan begin?
Japonya'da yağışlı sezon ne zaman başlar?
When does the rainy season in Japan begin?
Japonya'da yağmur sezonu en zaman başlar?
In Japan, the rainy season usually begins in June.
Japonya'da yağışlı mevsim genellikle haziran ayında başlar.