Translation meaning & definition of the word "rain" into Turkish language

noun

1. Water falling in drops from vapor condensed in the atmosphere

synonym:
• rain
,
• rainfall

1. Atmosferde yoğunlaşan buhardan damlalara düşen su

eşanlamlı:
• yağmur

2. Drops of fresh water that fall as precipitation from clouds

synonym:
• rain
,
• rainwater

2. Bulutlardan yağış olarak düşen tatlı su damlaları

eşanlamlı:
• yağmur
,
• yağmur suyu

3. Anything happening rapidly or in quick successive

• "A rain of bullets"

• "A pelting of insults"

synonym:
• rain
,
• pelting

3. Hızlı veya hızlı bir şekilde gerçekleşen her şey

• "Mermi yağmuru"

• "Aşağılama ateşi"

eşanlamlı:
• yağmur
,
• tüy dökme

verb

1. Precipitate as rain

• "If it rains much more, we can expect some flooding"

synonym:
• rain
,
• rain down

1. Yağmur yağdırmak

• "Çok daha fazla yağmur yağarsa, biraz sel bekleyebiliriz"

eşanlamlı:
• yağmur
,
• yağmur yağmak

Examples of using

It seems to rain every time Tom visits us.

Tom'un bizi her ziyaret edişinde yağmur yağıyor gibi görünüyor.

Tom lay awake in bed, listening to the rain.

Tom yağmuru dinleyerek yatakta uyanık yatıyordu.

I think it might rain this afternoon.

Bu öğleden sonra yağmur yağabileceğini düşünüyorum.

How often does it rain here?

Burada ne sıklıkta yağmur yağar?

How often does it rain in Boston?

Boston'da ne sıklıkta yağmur yağar?

It looks like it'll rain today, too.

Bugün de yağmur yağacağa benziyor.

I hate rain, but I love its smell.

Yağmurdan nefret ederim ama kokusunu severim.

Listen to the rain.

Yağmuru dinle.

While I was cycling, the rain started.

Ben bisiklete binerken yağmur yağmaya başladı.

Do you think it'll rain today?

Sence bugün yağmur yağacak mı?

It might rain, but I'm going anyhow.

Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.

It began to rain in the evening.

Akşam yağmur yağmaya başladı.

We had to put off the game due to rain.

Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.

We had to postpone the game due to rain.

Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.

I like singing in the rain.

Yağmurda şarkı söylemeyi severim.

It'll rain soon.

Yakında yağmur yağacak.

We need rain.

Yağmura ihtiyacımız var.

We need the rain.

Yağmura ihtiyacımız var.

The rain is wonderful.

Yağmur harika.

I can walk for a week under the rain.

Yağmurda bir hafta yürüyebilirim.