Translation meaning & definition of the word "radio" into Turkish language

noun

1. Medium for communication

synonym:
• radio
,
• radiocommunication
,
• wireless

1. İletişim ortamı

eşanlamlı:
• radyo
,
• radyo iletişim
,
• kablosuz

2. An electronic receiver that detects and demodulates and amplifies transmitted signals

synonym:
• radio receiver
,
• receiving set
,
• radio set
,
• radio
,
• tuner
,
• wireless

2. İletilen sinyalleri algılayan ve demodüle eden ve yükselten bir elektronik alıcı

eşanlamlı:
• radyo alıcısı
,
• alıcı seti
,
• radyo seti
,
• radyo
,
• akortçu
,
• kablosuz

3. A communication system based on broadcasting electromagnetic waves

synonym:
• radio
,
• wireless

3. Elektromanyetik dalgaların yayınlanmasına dayanan bir iletişim sistemi

eşanlamlı:
• radyo
,
• kablosuz

verb

1. Transmit messages via radio waves

• "He radioed for help"

synonym:
• radio

1. Radyo dalgaları aracılığıyla mesaj iletin

• "Yardım için telsizle gitti"

eşanlamlı:
• radyo

adjective

1. Indicating radiation or radioactivity

• "Radiochemistry"

synonym:
• radio

1. Radyasyon veya radyoaktivite gösterirler

• "Radyo-kimya"

eşanlamlı:
• radyo

Examples of using

Tom clicked off the radio.

Tom radyoyu kapattı.

Tom always listens to the news on the radio while he's eating breakfast.

Tom her zaman kahvaltı yaparken radyoda haber dinler.

Tom turned off the radio.

Tom radyoyu kapattı.

The radio was on.

Radyo açıktı.

They just announced that on the radio.

Az önce onu radyoda ilan ettiler.

Were you listening to the radio yesterday?

Dün radyo dinliyor muydun?

Are you listening to the radio?

Radyo dinliyor musun?

Is your radio new?

Radyon yeni mi?

The radio is on.

Radyo açık.

Tom's radio is broken.

Tom'un radyosu bozuldu.

I almost never listen to the radio.

Neredeyse hiç radyo dinlemem.

Last night, I listened to radio.

Dün gece, radyo dinledim.

Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.

Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.

Tom turned on the car radio.

Tom araba radyosunu açtı.

He sat and listened to the radio.

Oturdu ve radyo dinledi.

Tom hardly ever listens to the radio.

Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.

Tom fixed the broken radio.

Tom bozuk radyoyu tamir etti.

Tom plugged in the radio and turned it on.

Tom radyonun fişini taktı ve onu açtı.

The radio is too loud. Please turn the volume down.

Radyonun sesi çok yüksek. Lütfen sesi kısın.

I'm fixing the radio I found on my way home.

Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum.